EKSİ25HABER / ERZURUM - Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği (ŞEHİRDER) Başkanı Murat Ertaş, yazılı bir açıklama yaparak bugün heyelan sonrasında yerle bir olan Kayakla atlama kuleleriyle ilgili "sorumlulardan hesap sorulsun"çağrısı yaptı.
ŞEHİRDER Başkanı Ertaş, 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları öncesinde 70 milyon TL ödenerek yaptırılan kulelerin pistlerinin toprak kaymasıyla birlikte çöktüğüne dikkat çektiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları öncesinde dünyanın parası akıtılarak yapılan ve şehrin sembolleri haline gelen Atlama Kulelerinin pistleri maalesef toprak kaymasıyla birlikte çöktü.
Erzurum'un jeolojik haritaları, fay hatları sokaktaki bir insanın bile internetten kolayca ulaşabileceği bilgilerdir. Bu durumda atlama kulelerinin bulunduğu Kiremitlik Tepelerin dağdan gelen kül ve alüvyonlardan oluştuğu, bu tepelerin her iki tarafındaki vadilerin (biri Mevlâna Vadisi) aslında önemli fay hatları olduğu herkesçe bilinen gerçeklerken, zemin etüdü yapılmadan mı buraya kuleler dikilmiştir? Yetkililerin cevaplamasını ısrarla bekliyoruz. Zemin etüdünü kim yapmış, kim onaylamıştır? Atlama kulelerinin yapı denetiminde kimlerin imzası vardır? Kulelerin yapıldığı tepeler jeolojik açıdan risk altında değil miydi? Bu anlamda o günlerde yerel medyada ve kamuoyunda yapılan tartışmalara ve uyarılara neden itibar edilmedi? Kulelerin statiğini kim yapmıştır. Atlama kulelerinin pistlerin çökmüş olması kulelerin de yıkıldığı anlamına gelir. Kuleler bu haliyle ayakta duramaz, yıkılmalıdır. Kulelerin zemini de büyük risk altındadır.
Kuleler yapılmadan evvel tepe içindeki suyu ve üzerindeki karı kendiliğinden tahliye ediyor ve Kiremitlik Tepe'nin yağmur ve kar suları Çat Yolu'nun kenarında küçük çapta gölcükler oluşturuyordu. Kuleler yapılırken tepenin eğiminin daha dik olması için toprak alındı ve daha önce gölcük olan yol kenarındaki kanallar kapatıldı. Tepenin üzeri ve yola bakan ön kısmı yapılan tesis gereği betonlarla kapatıldı. Bu durumda tepe kar ve yağmur suyunu kusamadı, içinde biriktirdi ve şişti. Toprağın şişmesiyle kulelerin pisti için ağaçtan arındırılmış zemin çöktü.
Yetkililere soruyoruz:
Tüm bunlar yapılırken tepenin su tahliye hatları, drenaj kanalları yapılmış mıydı? Zemindeki kayma daha önce yerel basında dillendirilmesine rağmen neden dikkate alınmamıştır, dikkate alınmışsa zemin kaymasına daha önce ne gibi tedbirler uygulanmıştır?
Şehrin prestiji ve sembolü haline gelen kulelerin yıkılmış olması, hepimizi ziyadesiyle üzdü. Üzüntümüzü kelimelere dökmekte zorlanıyoruz. Yapılmasından bu yana daha üç yıl geçmeden kulelerde çatlaklar oluşması, zeminin çökmesi anlaşılır, kabul edilir değildir. Kaldı ki, kulelerdeki arıza, çatlama, kayma haberleri daha önce zaman zaman yerel basında yer almış, yetkililerden tedbir alınması ve açıklama yapılması beklenmiştir. Hal böyleyken milli servetin heba edilmesi, bir şehrin prestijinin yerle bir edilmesi nazarla, kazayla açıklanabilecek kadar basit değildir. Bunun adı tastamam ihmaldir, hatadır? Konu ivedilikle tüm yönleriyle araştırılmalı, soruşturulmalı ve sorumluları yargı önünde hesap vermelidir.
Ayrıca, kamuoyunun ve yetkililerin dikkatini çekmek isteriz ki, Erzurum Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı Mevlâna Vadisi'nden sonra bu vadide de kayma riski vardır. Vadinin kurulduğu yamacın etekleri ve önü tesislerle betonlaştığı için tepenin kar ve yağmur suyunu içine çekmesi söz konusudur. Bu da toprak kaymasına davetiye çıkarmaktadır.
Dere yatağına veya alüvyon üzerine şehir kurulmaz. İnsanlığın bildiği bir hakikattir ki, su akar yatağını bulur. Dolgu zeminler tabiata karşı koyamaz.