"Biz çirkin kızlarız çünkü en güzellerimizi katlettiler..." bu yürek parçalayan sözlerle başlayan trajedi, 8 yaşındaki Narin Güran'ın vahşi cinayetiyle bir kez daha canlandı.
"Biz çirkin kızlarız çünkü en güzellerimizi katlettiler..." bu yürek parçalayan sözlerle başlayan trajedi, 8 yaşındaki Narin Güran'ın vahşi cinayetiyle bir kez daha canlandı. Masumiyetin ve geleceğin simgesi olan Narin'in ölümü, tüm Türkiye'yi derinden sarsarak toplumu derin bir yasın içine sürükledi.
21 Ağustos'ta kaybolan Narin'in cansız bedeni, günler sonra dere yatağında bulundu. Küçük bedenindeki eziyet izleri, vicdanları yaralayarak toplumsal bir travma yarattı. Bu olay, sadece Narin'in ailesi için değil, tüm toplum için büyük bir kayıp oldu. Çocukların güvenliği ve geleceği konusunda derin endişeler yaratırken, kadın cinayetleri ve çocuk istismarı gibi toplumsal sorunların boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle korkunç bir suçun, masum bir çocuğun hayatına mal olması, toplumun vicdanını sızlattı.
Narin'in ölümü, hepimizi harekete geçmeye çağırıyor. Çocuklarımızı korumak için daha duyarlı olmalı, şiddete karşı sesimizi yükseltmeli ve yetkililerden somut adımlar atmalarını talep etmeliyiz. Çocukların korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi, farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması ve şiddete karşı sıfır tolerans ilkesinin benimsenmesi gibi önlemler alınarak bu tür olayların tekrarlanmasının önüne geçilmelidir.
Narin'in masum ruhu, bizleri daha güvenli, daha adil ve daha yaşanabilir bir dünya inşa etmeye teşvik ediyor. Adaletin tecelli etmesi ve bu tür olayların tekrarlanmaması için hep birlikte çalışmalıyız. Küçük bedeniyle büyük bir acıyı dünyaya sığdıran Narin, unutulmayacak ve onun anısı, bizleri daha iyi bir gelecek için mücadele etmeye devam edecektir.
Mekanın cennet, ruhun şad olsun küçük Narin... İçin rahat olsun, biz bu çağdan etimizle, kemiğimizle nefret ettik.