RÖPORTAJ - Murat Kılıç, yatırımlarını ve geleceğe dair planlarını ERK Haber'e anlattı.
ERKHABER: Erzurum'dan doğan Kılıçoğlu markasını Türkiye'nin bir çok yerinde görme imkânımız var. Sizinde İstanbul'la ilgili yeni projeleriniz var. Bize biraz bundan bahsedebilir misiniz?
MURAT KILIÇ: Biz 26 yıldır bu sektörde hizmet etmekteyiz. Şu anda Sivas, Trabzon, Kars Erzincan olmak üzere 14 tane şubemiz var. İstanbul'da da yıllardan beri dondurma dağıtımı yapıyoruz. Orada yaklaşık bine yakın pastanenin kafenin ürününü biz veriyoruz, geniş bir dağıtım ağımız var. Şimdi bundan sonra önümüze yeni hedefler koyduk. Diyoruz ki bu kadar kaliteli beğenilen bir ürünü mutlaka bizim şubeleşme noktasında geliştirmemiz, büyütmemiz lazım. İstanbul'da önümüzdeki yıllarda kendimize koyduğumuz hedef Arzen markasını bir Türkiye markası olarak Erzurum'un ve bölgenin sınırlarının dışına taşımak. Bununla ilgili olarak da yaptığımız ciddi çalışmalarımız var. Önümüzdeki aylarda açılacak sözleşmelerini yaptığımız şubeler var. Ama hedefimiz Arzen'i Erzurum'dan doğan bir marka olarak Türkiye pazarında tanınan bilinen bir marka haline getirebilmek... Bununla ilgili çok ciddi çalışmalarımız var.
Onun dışında da Arzen olarak bir yandan da üretim altyapımızı güçlendirmek ve rekabet edebilirliğimizi çok daha üst seviyelere taşımak için çalışmalar yapıyoruz. Tesisimizde ciddi anlamda makine ekipman yatırımları yaptık. Türkiye'de bu kalitede, bu kapasite de dondurma tesisi pek az. Dondurma üretimi ciddi manada enerjiye dayalı bir üretim. Elektrik tüketimi çok fazla onun için maliyetlerimizi de aşağı çekmemiz lazım diye düşündük. Tesisimizde yaklaşık 3 bin 500 metrekare bir alan üzerine hem çatı kısmını hem diğer kısımları kullanmak suretiyle de güneşten elektrik enerjisi üreterek de maliyetlerimizi düşürmeyi hedefledik, güneş panellerimizi kurduk. Artık fabrikamızın enerjisini de kendimiz üretiyoruz. Bu da Türkiye'de sanırım bu anlamdaki ilk tesislerden birisidir.
Ben bunun öncelikle örnek teşkil etmesini istiyorum. Çünkü güneş enerjisini kullanma noktasında hem ülke olarak hem de bölge olarak çok gerilerdeyiz.
ERKHABER: Başkanım süt üretimi, süt bulabilme noktasında da, Erzurum hayvancılık bölgesi olmasına rağmen zaman zaman sıkıntılar yaşandığın duyuyoruz. Özellikle ham maddesi süt olan üretim yapan bir firma olarak siz böyle bir sıkıntı yaşıyor musunuz? Bunu aşma adına bir çabanız var mı?
MURAT KILIÇ: Bahsettiğiniz gibi Erzurum, Doğu Anadolu ciddi bir hayvan varlığına sahip ama bu sütçülük konusunda kaliteli süt üretme konusunda fakir bir bölge belki de Türkiye'nin en fakir bölgelerinin başında geliyor. Süt üretimi özellikle yaz aylarında biraz artıyor, kış aylarında azalıyor. Çünkü entansif hayvancılık pek yaygın değil, daha ziyade mera ve besiye dönük hayvancılık yaygın. Süt hayvancılığı oldukça zayıf. Bu nedenle özellikle süt ürünleri üreten tesisler kaliteli süt bulmada çok ciddi sorunlar yaşıyorlar. Hem mevsimsel farklılıklar oluyor süt üretiminde hem de soğuk zincire dayalı, kaliteli, asidi düşük süt bulmak gerçekten çok zor. Bir kaç çiftlikten ancak temin edebiliyoruz. Fakat burada da fiyatlar farklı olabiliyor. Bu sıkıntıyı süt ürünleri üreten üreticilerin tamamı çekiyor. Sadece Erzurum'da değil, bölgede bu sıkıntı var. Mesela Ardahan'da kaşar üreten bir üreticinin çok ciddi manada süt sıkıntısı olduğunu biliyoruz. Belli mevsimlerde buluyor, bazı mevsimlerde hiç bulamıyor. Özellikle süt ürünlerinin tamamı çok hassas. Bu hijyen ve standart sorunu üretimin kalitesine de yansıyor. Dolaysıyla bölgede kaliteli ürünlerin üretilmesine de engel oluyor. Biz bunu aşmak üzere süt çiftliği kuruyoruz. İnşaatına başladık. Temmuz ayı içerisinde de faaliyete geçireceğiz. Kendi tükettiğimiz sütün en azından büyük bir bölümünü kendi çiftliğimizden temin etmek istiyoruz. Ve hem standardımızı koruyabilmek, kalitemizi muhafaza edebilmek hem de dışa bağımlı bir firma olmaktan bir nebze olsun kurtulmak istiyoruz. Bu anlamda da gerçekten bu işi yapan sektördeki bir çok arkadaşımıza bu sektöre girmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü çok ciddi imkanlar ve fırsatlar var. Bunlardan istifade etmek gerekir. Bölge adına çok önemli yatırımlar olur. Burada amacımızda bir anlamda da çiftlikten sofraya zincirini korumak. Bu konuda da çalışma yapacağız. Organik süt sertifikasını almak suretiyle organik sütten organik ürün elde etmenin çabası içerisinde olacağız.
ERKHABER: Keçi sütü mü kullanılacak inek sütü mü?
MURAT KILIÇ: Şu anda bu çiftlik inek sütü üzerine kurulu olacak. Fakat ilave olarak keçi sütünü de bir sonraki aşamada üreteceğiz. Şu an keçi sütü kullanıyoruz. Bunun için bize özel üretim yapan arkadaşlarız var. Temmuz ayında bu çiftliğimizi bitireceğiz. Eylül ayına kadar da hayvan varlığımızı da tedarik edip çiftliğimizi faal hale getireceğiz.
ERKHABER: İhracat noktasında ne düşünüyorsunuz?
MURAT KILIÇ: İhracat noktasında özellikle İran pazarıyla ilgileniyoruz. İran bu anlamda bakir bir Pazar. Bilhassa pastane, dondurma ve kafe sektöründe Türkiye'den bir hayli geride. Orada da bir takım görüşmelerimiz var. Bazı fuarlara katılmak için çalışmalarımız var. Önümüzdeki süreçte burayla da ciddi bir ilgimiz alakamız olacak. İran hem üretim noktamıza yakınlığı açısından hem de Türkiye'nin bu anlamda gerisinde olmasından dolayı ilgilimizi çekiyor, yoğunlaşıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde bölgemizden ihracat yapma noktasında hedeflerimiz var.
ERKHABER: Dondurma anlamında farklı lezzetlerde deniyorsunuz. Ballı dondurma yaptınız. Organik dondurma da mümkün olabilecek mi?
MURAT KILIÇ: Mümkün olabilir. Biz zaten tamamen doğal ürünler üretiyoruz. Bizim ürettiğimiz dondurmaların tamamı doğal süt doğal salep, tabiattan toplanan hakiki salep, süt ve süt kremasından oluşan ürünler. Yine meyveli dondurmalarda kullandığımız ürünlerde tamamen tabi doğal meyveler. Kendimiz özel olarak seçiyoruz bu meyveleri. Hiçbir katkı maddesi kullanmadan üretiyoruz. Hiçbir tatlandırıcı, katkı maddesi, renklendirici kullanmıyoruz. Eğer kendi çiftliğimizde hedeflediğimiz organik sertifikalı süt üretebilirsek ki amacımız bu, sütümüzün mamulü de organik olacaktır. Bunu da belgelendireceğiz. Gerçekten bu bölgenin ürünü organiktir ama, biz bunu belgelendirmek istiyoruz. Dondurmada da çeşitlerimizi artırarak gidiyoruz. Vatandaşımız daha çok, tabi ürünlere ilgi, alaka gösteriyor. Mesela şu anda yüzde yüz organik baldan, hiç şeker kullanmadan dondurma üretiyoruz. Buna çok ilgi alaka gösteriliyor. Çok farklı çeşitlerde çok farklı meyvelerle dondurma üretebiliyoruz. Bunlardan bir kısmı belki tüketimi az olabiliyor ama bazıları da çok fazla ilgi alaka görüyor. Bunları da yine çeşitlendirerek devam edeceğiz. Mesela kış aylarında narlı ve kuşburnulu dondurma yaptık. Tamamen doğal nar suyundan. Önümüzdeki süreçlerde çok farklı meyvelerden yine farklı ürünlerin birleşiminden farklı meyvelerin birleşiminden çeşitlendirmeler yapacağız. Bunlarla da yine ürünlerimizi zenginleştirmeyi düşünüyoruz.
ERKHABER: Yine dondurmayla ilgili külahta kornet tipi dondurmalar var. Bu tarz paketleme de yapacak mısınız? Uzun vadede böyle bir düşünceniz var mı?
MURAT KILIÇ: Yani şu an bunu yapabiliriz. Üretim kabiliyetimiz var. Makine ekipmanımız var. Tabi o biraz daha endüstriyel alana giriyor. Biz tam endüstriyel bir dondurma üreticisi olmayı istemiyoruz. Daha spesifik özel ürünler yapmak istiyoruz. Çünkü o alana girdiğiniz zaman işte süt tozundan başka ham maddelerden bir ilaç reçetesi gibi bir ürün yapmak zorunda kalıyorsunuz. Daha suni ürünler yapmak zorunda kalabiliyorsunuz. Biz doğal olmak istiyoruz. Doğal ürünler üretmek istiyoruz. Bunun için o alandan şimdi uzak durmak istiyoruz açıkçası. Doğal süte dayalı, doğal meyvelere dayalı ürünler üretmek taraftarıyız. O alana açıkçası tam endüstriyel alana girmek istemiyoruz.
ERKHABER: Ekleyeceğiniz bir şey var mı?
MURAT KILIÇ: Biz bölgeden bir marka çıkarmanın yıllarca hayalini kurduk. Azimle gayretle çalıştık. Ama bölgede bunu yapmak kolay değil. Mutlaka bir yerden sonra bunu İstanbul'a taşımanız gerekiyor. Ulusal bir marka olmanız için İstanbul pazarına girmeniz gerekiyor. Tüm gayretimiz, bu bölgeden, bu şehirden ulusal anlamda bilinen, gıda sektöründe bir marka çıkarabilmek. Hedefimiz hayalimiz bu oldu. İnşallah bunu da hemşerilerimizin desteğiyle başaracağız.