EKSİ25HABER / ERZURUM - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin
Feyzioğlu, muhalefet partilerinin seçimlere 2.5 ay kalmasına rağmen halen daha
Cumhurbaşkanı adaylarını belirlememiş olmasını eleştirdi. Muhalefet partilerinin
Cumhurbaşkanlığı seçiminin Ağustos ayında yapılacağını yeni öğrenmiş gibi
davrandığını ifade eden Feyzioğlu, "Yurttaşlarımız da "Sayın Abdullah Gül ile
Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında acaba hangisi olacak" diye konuşuyorlar.
Yurttaşların "kim olacak" diye konuşmasını yadırgamak yerine niçin muhalefetin
bir adayı yok da onu da konuşmuyoruz diye sorgulamak lazım" dedi.
Atatürk Üniversitesi'nde öğrencilerle söyleşi yapmak üzere
Erzurum'a gelen TBB Başkanı Prof. Dr. Feyzioğlu, Erzurum Barosu'nda basın
toplantısı düzenledi. Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr.
Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak muhalefet partilerinin
halen daha adaylarını belirlememiş olmasını eleştirdi.
Bir gazetecinin "Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?"
sorusunu cevaplandıran Feyzioğlu, "Adaylık bizim tarafımızdan olacak bir husus
değil. Benimle konuşan yok. Hayatın gerçekliğinde mutlaka siyasi partilerin
aday göstermesi lazım ki, seçilme şansı olabilsin" dedi.
"MUHALEFET, "HAY ALLAH NEREDEN ÇIKTI BU CUMHURBAŞKANLIĞI
SEÇİMİ" DER GİBİ?"
"Muhalefet partilerinin iktidara alternatif olabilmeleri
için kendi aralarında anlaşması lazım" diyen Feyzioğlu, muhalefet partilerini şu sözlerle eleştirdi:
Seçimlere iki ay kala bir aday ortaya çıkmadığı için
yurttaşlarımız da Sayın Abdullah Gül ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında
acaba hangisi olacak diye konuşuyorlar. Yurttaşların kim olacak diye
konuşmasını yadırgamak yerine niçin muhalefetin bir adayı yok da onu da
konuşmuyoruz diye sorgulamak lazım. Yani ortada cumhurbaşkanlığı seçiminin
2014'ün Ağustos ayında olacağı herhalde kimse için sürpriz değil. Biz yıllardır
biliyoruz. Yani sürpriz olmuş gibi, "hay Allah nereden çıktı bu
Cumhurbaşkanlığı seçimi" der gibi, "evet en iyi adayı arayıp bulacağız" gibi
cümleler, seçime iki buçuk ay kalmışken açıkçası düşündürüyor. Şahsımla ilgili
soruyorsanız, Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak görevimin başındayım. Bu
teveccüh niye bizi mutlu ediyor. Biz demek ki Türkiye Barolar Birliği'ne
getirdiğimiz yeni anlayışla 79 baro bütün siyasi düşünceler, etnik ayrımlar,dil, mezhep din ayrımlarını bir kenara bırakıp, kucaklamayı başarmışız, bir
model oluşturmuşuz. Bu model Türkiye'de tutmuş. Biz demiştik ki, tüm siyasi
partilerin ve toplumun, bakıp yönünü belirleyeceği kutup yıldızı olmak
istiyoruz demiştik, bunu başardığımız için mutluyuz?
"İDAMA KARŞIYIZ"
Son günlerde peş peşe gelen çocuklara yönelik taciz ve
cinayet haberleriyle birlikte kamuoyunda başlayan "idam" tartışmalarına da
değinen Prof. Dr. Feyzioğlu, idama kesinlikle karşı olduklarını ancak cezaların
ağırlaştırılabileceğini savundu. İdam cezalarının suçu önleyemediğini öne süren
Feyzioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
İdama karşıyız. İdama niçin karşı olduğumuzu anlamak için
Mısır'a bakın. Mısır'da darbeciler 8-9 dakikada yüzlerce kişinin idamına karar
verebiliyorlar. Her yerde bu çok büyük suçtur. Bunu idam edelim diyenler
çıkacak. O evlatlarımızın öldürülmesi çok trajiktir. Benim gözümde daha ağır,daha korkunç bir suç olamaz. Ama yarın öbürgün bir başkasının gözünde de öbür
suç çok korkunçtur, bir diğerinin gözünde bu da çok korkunç denilebilir. Ve
idam furyaları başlar.
Cezalar ağırlaştırılmalıdır, ağırlaştırılabilir. Ama idam
çözüm olmamaktadır. Hatta bir iki anekdotla da bilgi verebilirim., İngiltere'de
evvelki yüzyılda idamların kamuya açık yapıldığı bir yerde, yankesicilik idamla
cezalandırıldığı zamanda, en çok yankesicilik olayı idamların infazı sırasında
gerçekleşirmiş. Çünkü halk ağzı açık idam sehpalarına bakarken, idam
edilenlerin meslektaşları bu fırsattan istifade cüzdanları çalarmış. Yani idam
suçları önlemeye yetmiyor.
Ceza hukukunun kurucusu İtalyan Cesare Baccaria'nın 17.
Yüzyılda şunu söylüyor: "Cezanın
ağırlığı değil, suç işleyenin ceza göreceğini bilmesidir suçu önleyen." Bu
ülkede suçların önlenmesinin çaresi cezayı ağırlaştırmak değil, gerçekten
suçluyu tespit etmek ve cezasını verebilmek. Şimdi biz niye adil yargılanma
istiyoruz, niçin savunma hakkı diye ısrar ediyoruz. Savunma hakkının olmadığı yerde, suçlu
suçsuzdan, doğru yanlıştan, sap samandan ayrılamıyor. Dolayısıyla suçsuz insana
suçlu denilebiliyor. Suçlu insana suçsuz da denilebiliyor. Suçsuz insana ceza
verirseniz, verilen cezanın caydırıcılığı, önleyiciliği olur mu. Suçu işleyen
kenarda kıs kıs gülüyor. Bu suçlu insan yeni suçlar işlemez mi? Adil yargılanma
hakkının, avukatların savunma hakkının koşulsuz olarak hayata geçirilmesi,.
Gerçek suçluların cezalandırılmasının, suçsuzların da beraat etmesi, suç işleme
oranının düşmesi açısından hayati önem taşıyor.
Hüküm kesinleştikten sonra bir kişinin suçsuz olduğu
anlaşılırsa, bu kişiyi yeniden yargılayıp, beraat ettirebiliyor muyuz. Evet. Ne
yapacaksınız, idam ettikten sonra? Farz edin ki bir DNA örneği çıktı, pardon
dediğinizde o kişi ölmüş olacak. Geri dönüşü olmayan cezaların kabul edilmesi,insanların hatasız yargılama yapacağı gibi Tanrı'ya mahsus bir özelliğin insana
izafe edilmesidir. Biz Tanrı değiliz, insanız. Hatasız kul olmaz.
"PASSOLİG İÇİN SÜREÇ DEVAM EDİYOR"
Tartışmalara neden olan Passolig uygulaması hakkında da
hukuki süreci başlatacaklarını ifade eden Feyzioğlu, "Passolig ile ilgili bütün
çalışmalarımız tamam. TFF'ye başvcuracağız, eğer reddedilirse Tahkim Kurulu'na,olmazsa Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurumuzu yapacağız. Bu bir süreç ve
bir gecede, bir saatte olmuyor. Hukuk mücadelesi yapıyoruz. Hepsinde başarımlı
olamayabiliriz ama haksızlığa karşı susma hakkımız yok. Sustuğumuz anda
başarısızlık garantidir. Passolig'i bir haksızlık olarak görüyoruz, fişleme
olarak görüyoruz. İtalya'da uygulandı ama seyircinin pasif direnişiyle, biz
maçlara gitmiyoruz deyince kaldırıldı" dedi.
"O KOLTUK DOLU"
TBB Başkanı Prof. Dr. Feyzioğlu, bir gazetcinin "CHP Genel
Başkanlığı'na aday mısınız?" sorusuna ise esprili bir şekilde, "CHP'nin bir
genel başkanı vardır, Türkiye Barolar Birliği'nin bir başkanı vardır, bu
koltuklar doludur arkadaşlar. Spekülasyona gerek yoktur" cevabını verdi.