E
KSİ25HABER / ERZURUM - Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İçeride ve dışarıdaki gelişmeler, Türkiye'nin dış siyasetiyle olduğu kadar iç siyasetiyle özellikle de bağımsızlığıyla yakından ilgilidir. Bize Gazze ile ilgilenmeyin, Suriye ile Irak ile ilgilenmeyin diyenler, aslında içeride tasarım yapmak, içeride vesayeti güçlendirmek için bunu savunuyorlar' dedi.
"DUALAR KABUL OLSUN"
Başbakan Erdoğan, Ak Parti Mersin İl Başkanlığı tarafından Tevfik Sırrı Gür Stadı'nda düzenlenen iftar programına katılarak, vatandaşlara hitap etti.
Kadir Gecesi'nin dün ihya edildiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Rabbim bu mübarek ayda ve Kadir Gecesi'nde edilen duaları, yapılan ibadet ve hayırları kabul buyursun" diye konuştu.
"İNSANA İNSAN OLDUĞU İÇİN DEĞER VERELİM"
"Mersin başta olmak üzere Çukurova bölgemiz aslında yaşadığımız coğrafyanın bir özetidir" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her etnik kökenden, her inançtan, her sosyal tabakadan insanımız burada huzur içinde, birlik ve beraberlik içinde yaşıyor. Çukurova'da tesis edilen kardeşlik iklimi tüm bölgemize, tüm coğrafyamıza ilham kaynağı oluyor. Bakınız Mersin bu renkli ve zengin yapısıyla aslında yeni Türkiye'nin de adeta aynası olarak önümüzde bir güzel örnek olarak duruyor. Burada Türkmen kardeşlerimiz var, burada Kürt, Arap kardeşlerimiz var, burada Gürcü, Çerkez, Roman kardeşlerimiz var. Her inançtan, her mezhepten kardeşlerimiz Mersin'de bir arada yaşıyor. Hiç kimse, kimsenin etnik kökeniyle inancıyla siyasi görüşüyle ilgilenmiyor. Mersin bu renkli yapısını, bu hoşgörü iklimini kalkınma için, refah için seferber ediyor ve gerçekten güzel neticeler alıyor. Mersin'deki şu atmosfer, şu iklim bizim Türkiye'nin genelinde görmek istediğimiz manzaradır. Farklılıkları bir kenara bırakalım, insanların inançlarıyla değerleriyle kültürleriyle uğraşmayalım. Kimseyi ötekileştirmeden, tahkir etmeden, hor görmeden, insana sadece insan olduğu için değer verelim."
"TÜRKİYE'Yİ İLERİ GÖTÜRME HARİTALARI YOK"
Enerjinin sanayiye, ticarete, kalkınmaya, refaha ve toplumsal barışa sarf edilmesi gerektiğini ve böylece aydınlık geleceğin inşa edileceğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"12 yıldır Türkiye'de yapmak istediğimiz işte budur. Allah'a hamdolsun bütün engellemelere rağmen, bu yolda önemli mesafeler katettik. Şuraya dikkatlerinizi çekiyorum, CHP eğer bu toplumu kutuplaştıramazsa oy alamaz, MHP eğer toplumu kutuplaştıramazsa oy alamaz, HDP eğer toplumu farklı kutuplara ayırmazsa ayakta kalamaz. Ne ile oy alacaklar, nasıl ayakta kalabilecekler? Plan yok, proje yok, vizyon yok, geleceğe dair bir muhayyile yok. 'Ekonomiyi nasıl büyütürüz, Türkiye'yi nasıl daha ileri götürürüz, demokrasiyi nasıl daha ileri standartlara kavuştururuz' buna yönelik bir yol haritaları yok. Ellerindeki tek malzeme kutuplaştırmak. Toplumu ne kadar korkutur, ne kadar kışkırtır ve kutuplaştırırlarsa o kadar ayakta kalabiliyorlar. Ancak sizler de takdir edersiniz ki bu siyaset tarzı eski Türkiye'nin siyaset tarzıdır. Bu siyaset tarzı, artık hükmünü kaybediyor."
"İNLERİNE GİRİYORUZ"
"Yeni Türkiye ve aziz milletimiz, kutuplaştırıcı değil, birleştirici siyaset istiyor" diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte bunun için Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni hayata geçirdik, Çözüm Süreci'ne bunun için önem verdik. Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşması için her şeyi göze aldık. Paralel yapıyla da işte bunun için tavizsiz bir mücadele yürütüyoruz. Dedim ya, 'inlerine gireceğiz.' İnlerine giriyoruz. Eğer bu kardeşinizi cumhurbaşkanlığı makamına gönderirseniz, bilesiniz ki bu mücadelen asla taviz vermem, yine vermeyeceğim. Bu paralel yapının faaliyetleri, ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir anlayışla devam etmiştir. Onun için buna karşı mücadele birinci derecede o makamda bizim görevimiz olacaktır. Demokrasi, hak ve özgürlüklerini bunun için sürekli geliştiriyoruz, genişletiyoruz. Ekonomide istikrara, büyümeye, refahın artışına ve gelir dağılımındaki adalete özel önem veriyoruz. Bunun için savunma sanayimizi güçlendiriyoruz, ordumuzun ihtiyaçlarının mümkünse tamamını o milli imkanlarla ülke içindekarşılamaya çalışıyoruz.
Ah benim Mersinli kardeşlerim, biz gelmeden önce savunma sanayide, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçları için Amerika ne gönderir Batı ne gönderir diye bakarken şimdi artık bu ihtiyacımızın yüzde 50'den fazlasını yerli üretimle karşılar hale geldik. Eğitimde, sağlıkta, bilim ve teknolojide, ulaştırma ve diğer alanlarda gerçekleştirdiğimiz, sürmekte olan hamlelerin gerisinde bu anlayış var. Türkiye'nin 2023 hedeflerinin gerisindeki vizyon işte budur. Bununla da yetinmedik. 2053 ve 2071 vizyonumuzu gelecek nesillere kılavuz olarak ve bir rehber olarak işte bu sebeple gündeme getirdik. Şu an küçük yavrularımızı görüyorum. İşte bu yavrularımız bugün attığımız temellerin inşallah inşa edildiği bir Türkiye'de yaşayacaklar. İnşallah torunlarımız bunu yaşayacaklar."
"SALDIRILARIN HEDEFİ NE AK PARTİDİR NE TAYYİP ERDOĞANDIR"
"Biz güçlü olmak zorundayız" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Her alanda güçlü olmak, her alanda kendi tasarımlarımızı, kendi üretimlerimizi gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Türkiye bugün bir Suriye, bir Ukrayna, bir Mısır değilse bizim bu gerçeği görerek son 12 yılda hayata geçirdiğimiz reformlar ve hizmetler sayesindedir. Ülkemizi de aynı kervana katmak için inanın çok uğraştılar, çok oyunlar kurdular, çok teşebbüslerde bulundular. Attığımız her adımda önümüzde bir engel bulduk, başlattığımız her hamlenin karşısında setler örüldüğünü gördük, sadece dışarıdan değil içeriden de engellemelere maruz kaldık. Kimi zaman partimizi kapatmak istediler, kimi zaman hükümetimizi yıkmak istediler, kimi zaman yatırımlarımızı engellemek istediler. Kimi zaman da iftiralarla, yalanlarla, montajlarla bizzat bizi hedef aldılar. Bugün artık milletimiz de görüyor, biliyor ki bu saldırıların hedefi ne Ak Parti'dir ne Tayyip Erdoğan'dır. Hedef bizzat Türkiye'dir, hedef milletimizin ta kendisidir. Allah'ın izni ve yardımıyla sizlerin desteğiyle tüm oyunları bozduk, tüm tezgahları yıktık."
"HALA OLUP BİTENİ ANLAMAYANLAR VAR"
Erdoğan, Türkiye'nin 2023 yolunda kararlılıkla ilerlemesini sağladıklarını vurgulayarak, şöyle dedi:
"Elbette hala olup biteni anlayamayanlar, hala 17 Aralık ve 25 Aralık darbesini bizim kişisel meselemiz sananlar var. Hala 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarımıza yapılan operasyonun manasını kavrayamayanlar var. Daha geriye gidersek hala 27 Nisan bildirisine karşı 28 Nisan 2007 yılında hükümetimizin ortaya koyduğu dik duruşun önemini göremeyenler var."
"Şunun da altını çiziyorum, Gazze meselesini, Suriye meselesini, Irak meselesini, Mısır meselesini, Libya meselesini bugün hala yerel olarak gören, lokal olarak görenler var" ifadesini kullanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"İçeride ve dışarıdaki gelişmeler, Türkiye'nin dış siyasetiyle olduğu kadar iç siyasetiyle özellikle de bağımsızlığıyla yakından ilgilidir. Bize 'Gazze ile ilgilenmeyin, Suriye ile Irak ile ilgilenmeyin' diyenler, aslında içeride tasarım yapmak, içeride vesayeti güçlendirmek için bunu savunuyorlar. Şunu unutmayın kardeşlerim, Mısır'da gençlerin tahrik edilerek sokağa çıkarılması, kanlı askeri darbe yapılması Gazze ile ilgilidir. Sayın Mursi'nin ilk icraatlarından biri Refah Kapısı'nı açmak olmuştu. Darbecilerin ilk işi de orayı kapatmak oldu. Bakın şu anda Gazze'de gıda yok, Gazze'de ilaç yok. Şu anda ilaç olmadığı için yavruların kolları, ayakları kesiliyor. Refah Kapısı'nı, Mısır hala açmıyor. İnsani yardım ya.. Aç kapıyı, bu insani yardımlar gitsin. İşte darbe hükümetlerinin durumu budur, sıfatı budur. Sayın Mursi, İsrail zulmü karşısında dimdik duruyordu. Darbeciler ise çıtlarını çıkarmıyor.
Aynı durum Türkiye için de geçerlidir. MİT krizi, Gezi olayları 17-25 Aralık darbe girişimi şu anda da bir monşerin Cumhurbaşkanı adayı olarak tezgaha sürülmesi, bir açıdan Filistin meselesiyle Gazze meselesiyle doğrudan alakalıdır. Türkiye de sussun istiyorlar, Türkiye de İsrail zulmüne destek versin istiyorlar, Türkiye de tepkisiz kalsın istiyorlar. Türkiye zalimin karşısında, mazlumun yanında durunca da işte böyle kirli ve haince girişimlerle Türkiye'yi oyalamak, değiştirmek, bağımsızlığını özellikle bir mesele olarak ortadan kaldırmak istiyorlar."
"Şu anda CHP'nin monşer Cumhurbaşkanı adayının Pensilvanya'nın, Pensilvanya medyasının, diğer bazı medya kuruluşlarının Gazze'deki zulmü perdelemek için gösterdikleri çabalara dikkat edin" diyen kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"HEP BİRLİKTE ÇIRPINIYORLAR"
"Gündemi değiştirmek, hükümeti oyalamak, hükümetin dikkatini başka yerlere çekmek için hep birlikte çırpınıyorlar. Aslında İsrail'e lojistik destek sağlamak için kendilerine verilen rolü oynuyorlar. Milletim bu tezgahı, bu tuzağı, bu komployu çok iyi görüyor. Milletim meselenin Gazze olmadığı, meselenin Türkiye'nin bağımsızlığı meselesi olduğunu görüyor ve zaten bunun için de bize destek veriyor. İşte 10 Ağustos bu yönüyle de önemli. 10 Ağustos Türkiye'nin gücüne güç katacak. 10 Ağustos yeni Türkiye'nin kapılarını ardına kadar aralayacak. 10 Ağustos inşallah bir kez daha tam bağımsız Türkiye'nin zaferi olacaktır."
"NİCE SANAL MESELEYİ GÜNDEMDEN KALDIRDIK"
Eski Türkiye'nin tartışmalarını, kutuplaşmalarını, sanal sorunlarını artık geride bırakacaklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye'nin enerjisini heba eden nice sanal meseleyi gündemden kaldırdık. Önümüzdeki süreçte de 77 milyonu kucaklayan reformlarla toplumsal barışı daha da güçlendireceğiz. 'Şucu, bucu' demeden, 'Kürt, Arap' demeden, 'Alevi, Sünni' demeden, 77 milyonu bir olarak görecek, hedeflerimize kilitleneceğiz. Mersin'deki bu iklimi inşallah diğer 80 vilayette de hakim kılacak, bütün enerjimizi sanayiye, ticarete, demokratikleşmeye ve öncü Türkiye'ye sarf edeceğiz."
Başbakan Erdoğan, 10 Ağustos'un bir milat olacağını belirterek, parti teşkilatından bu önemli dönüm noktası için var güçle çalışmasını istedi.
Seçime kalan 16 gün boyunca aralıksız çalışacaklarını ve Mersin'den farklı bir sonuç elde edeceklerini aktaran Erdoğan, "Mersin dayatma adaya oy veremeyecek, buna inanıyorum. İnşallah Mersin büyük, güçlü, yeni Türkiye lehinde oyunu kullanacak" diye konuştu.