GündemHaber Girişi : 28 Ağustos 2014 19:00

Cumhurbaşkanı olduktan sonra ilk sözler

Cumhurbaşkanı olduktan sonra ilk sözler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül'den görevi devralırken "kardeşim" kelimesini tekrar vurguladı.
EKSİ25HABER / ERZURUM - Türkiye Cumhuriyeti'nin 11'nci cumhurbaşkanı, çok değerli Abdullah Gül kardeşim. Saygıdeğer devlet başkanları, cumhurbaşkanları, meclis başkanları ve başbakanlar. Çok değerli bakanlar, yurt içinden ve yurt dışından bu anlamlı törene gelen saygı değer misafirler. Türkiye Cumhuriyeti'nin aziz vatandaşları, hanımefendiler beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyor, bu heyecanımızı paylaşan tüm misafirlerimize, dost ve kardeş ülkelerden gelen devlet başkanı, emir, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve parlamenterlere hoş geldiniz diyorum.
 
Ve bizi şereflendirdiniz diyorum.
 
Türkiye cumhuriyetinin 12'nci cumhurbaşkanı olarak göreve başladığım bu ilk saatlerde, aziz milletime sonsuz şükranlarımı sunuyorum. 91 yıllık cumhuriyet tarihimizde, hatta diyebilirim ki 2 bin yıllık türk tarihinde, ilk kez devletin başındaki isim, milletimizin sandık başına gidip tercih yapmasıyla, yani doğrudan doğruya kendi tercihiyle bir cumhurbaşkanı belirlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 12'nci cumhurbaşkanı olmanın mutluluğunu hissettiğim bu ilk saatlerde, halkın oylarıyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmanın da iftiharını yaşadığımı ifade etmek istiyorum. Sorumluluğumun çok daha fazla artığının bilinci içerisindeyim. Gerek 2007'deki anayasa değişikliğine yüzde 69 ile evet diyen, 10 Ağustos'ta yüzde 52'yle oy vererek şahsıma bu tevdi eden milletime teşekkür ediyor, emanetlerine sımsıkı sahip çıkacağımı vurgulamak istiyorum.

"SAYIN GÜL'ÜN BİLGİ VE TECRÜBESİNDEN...
 
Türkiye Cumhuriyeti'nin 11'nci Cumhurbaşkanına, Değerli dava arkadaşıma, yedi yıldır başarıyla yürüttüğü bu kutlu vazifeden dolayı, şahsım ailem ülkem ve milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum. Şahsım başbakan olarak, sayın gül de cumhurbaşkanı olarak yedi yıl boyunca uyum ve koordinasyon içinde Türkiye'ye çok büyük hizmetler ve eserler kazandırdık. Yol arkadaşları olarak kendilerinin de ifade ettiği gibi 40 yılı mütecaviz bir süre, kolay değil. Birlikte olmanın sorumluluğu içerisinde geldiğimiz bu nokta eserlerle, bunu taçlandırmanın geldiği bir noktadır. İşte Türkiye'ye çok büyük hizmetler ve eserler bu anlayış içinde kazandırıldı. Çok uzun bir yürüyüşteki yol arkadaşları olarak, Sayın Abdullah Gül'ün bilgi ve tecrübesinden ifade etmek arzusunda olduğumu belirtmek isterim. Bundan sonraki çalışmalarında da ailece mutluluk ve başarılar diliyorum.
Demokrasinin insan hak ve özgürlüklerinin yükseltilmesi için çok büyük reformlar gerçekleştirdik. Her bir reform, yeni bir reformun kapılarını bizlere araladı. Yaptığımız her bir değişiklik, daha büyük değişimlerin yolunu açtı. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi, aslında bir dönemin kapatılması meselesidir.
 
"BUGÜNDEN İTİBAREN, KAMPLAŞMA VE KUTUPLAŞMAYA FIRSAT VERMEDEN?"
 
Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir. Kapıları ardına kadar açılan yeni dönem ise cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki öz ve ruhu taşıyan yeni Türkiye, büyük Türkiye dönemidir. Eski Türkiye'de çeteler vardı, vesayet vardı, siyasetin üzerinde engeller tehditler vardı. Eski Türkiye'de istikrarsızlık şüphe ve tereddüt vardı. Adım adım gerçekleştirdiğimiz her bir reformla bu sorunları hamdolsun geride bıraktık. En son cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle milli iradenin zaferini de dünyaya böylece ilan etmiş olduk. bugünden itibaren, kamplaşma ve kutuplaşmaya fırsat vermeden, cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıl dönümü olan 2023 hedeflerine
Seçilmiş cumhurbaşkanı ve seçilmiş hükümet, el ele vererek ekonomiyi daha hızlı şekilde büyüteceklerdir. Toplumsal refah artırılacak, farklılıkları birer zenginlik olarak görmek suretiyle kardeşçe buluşmalar sağlanacaktır. AB'ye yürüyüşü daha kararlı şekilde devam edecektir. Demokratik reformlarımız hız kesmeyecek, çözüm süreci olmak üzere 77 milyonun birliği ve bütünlüğü daha güçlü şekilde tesis Türkiye'nin dış politikasında ana eksen barış dayanışma ve refahtır. Türkiye'nin hiçbir ülkenin topraklarına, iç işlerinde asla gözü yoktur. Planı projesi yoktur. Başta komşularımızla, yeryüzünün her karışında barışın ve refahın egemen olmasını arzuluyor, dış politikamızı da bu şekilde şekillendiriyoruz. Zulmün karşısında durmayı ana eksenimiz olarak görüyoruz.
 
"BİR MİLYON İKİ YÜZ BİN İNSANA KUCAK AÇMAMIZIN SEBEBİ...
 
Filistin davasına çok güçlü şekilde sahip çıkmamızın nedeni ölenlerin insan olmasıdır. Suriye meselesinde bir milyon iki yüz bin insana kucak açmamızın sebebi en önce onların insan olmasıdır. Şu anda 200 bini aşkın insanın öldürülmüş olduğu Suriye'ye sessiz kalamayız, kalamazdık. Bunu insani ve vicdanı bir sorun olarak addediyor, siyasetin sorumluluğu noktasında da siyasetin merkezine özellikle oturtuyoruz. Bizim için etnik kökenlerden, dillerden, derilerinin renklerinden, petrolden altından elmastan öte insan vardır, can vardır.


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.