Cumhurbaşkanı olarak ilk yurt içi ziyaretini Gaziantep'e yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan "İşte aylar geçti herhangi bir netice yok. Şu anda Kobani'de düştü, düşüyor" dedi.
"BİZLER DE ENSAR OLDUK SİZİN İÇİN”
Bizler Türkiye olarak yaklaşık dört yıldır sizleri burada misafir etmenin memnuniyeti sevinci ve haklı gururu içerisindeyiz. Sizleri muhacir oldunuz. Mecburiyet içerisinde yurtlarınızı terk ettiniz. Bizler de ensar olduk sizin için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Kim ne derse desin sizler bize asla yük değilsiniz.
"MİSAFİR BEREKETTİR, MİSAFİR ŞEREFTİR"
Bizim medeniyetimizde kültürümüzde geleneklerimizde misafir berekettir, misafir şereftir. Siz hem bize ensar olma vasfını bahşettiniz, hem de evimizi bereketlendirdiniz, şereflendirdiniz, evimizi şenlendirdiniz. Şu an itibariyle topraklarımızda misafir olan Suriyeli ağırlıklı olmak üzere Iraklı kardeşlerimizle beraber bir buçuk milyon mülteci var. Bildiğiniz gibi en son IŞİD önünden kaçan yaklaşık 200 bin Suriyeli de topraklarımıza sığındı. Bu kadar büyük kitleyi arzu ettiğimiz şekilde ağırlamak takdir edersiniz ki mümkün olmuyor. Elimizden geleni azami ölçüde yaptık, yapacağız.
"4 MİLYAR DOLARI AŞKIN KAYNAK KULLANDIK"
Batı ne yazık ki buna seyirdi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Komisyonu bu işe seyirdi. Sadece konuşuyorlar. Şu ana kadar sadece topraklarımızdaki misafir için edeben, ama biliniz diye söylüyorum 4 milyar doları aşkın kaynak kullandık. Topraklarımızın dışında Suriye ve Irak'a gönderdiğimiz yardımlar yarım milyar doları aştı.
"AVRUPA 130 BİN KİŞİ KABUL ETTİ, SINIRLARI KAPATTI"
Suriye ve Irak içinde Arap kardeşlerimize Türkmen kardeşlerimize Ezidi Süryanilere kadar ulaşıyor mezhep ayrımı yapmadan herkesin yardım ulaştırıyoruz. Bizim dinimizde ayrım yok. Dikkatinizi çekiyorum Avrupa şu ana kadar sadece 130 bin mülteci kabul etti şimdi de kapılarını kapattı. Ama biz bir buçuk milyondan fazla kardeşimizi kabul ediyoruz.
Dünyadan bize gelen destek ne yazık ki 200 milyon doları bile bulmadı. Hemen hemen bütün yardımları kendi kaynaklarımızdan sizler için kullanıyoruz. Suriye'de çatışmalar başlamadan önce Şam rejimine çok samimi şekilde uyarılarımızı yaptık.
Bağdat yönetimine de aynı şekilde uyarılarımızı yaptık. Ne yazık ki ne Esed ne de Maliki bizim samimi uyarılarımızı dinlemediler. Şimdi soruyorum 250 bin Suriyeli kardeşimizi katleden zalim Esed bunun hesabını hem bu dünyada hem ebedi alemde nasıl verecek?
"HAVADAN BOMBALAYARAK BU SORUN ÇÖZÜLMEZ"
Evlerinden topraklarından yurtlarından şu anda kovulmuş olan siz kardeşlerimizi yani Suriyeli vatandaşların acaba bu çektikleri çilenin hesabını nasıl verecek? Ben inanıyorum ki sizin beddualarınız onun için bir felah olmayacaktır. Şimdi Batı'ya sesleniyorum. Havadan bombalamak suretiyle bu sorunlar çözülmez. İşte bir IŞİD terör örgütü çıktı. Bu Suriye'de güç buldu. Bunlar İslam adına Allahu ekber diyerek, Allahu ekber diyenleri öldürüyorlar. Müslüman Müslümanı bu şekilde öldürebilir mi?
Müslümanın müslümana canı malı kanı ırzı haramdır. Kardeşlerim, şunu çok iyi bilmemiz lazım. Cardiff'te de bunu batılı devlet başkanlarına söyledim. Sadece havadan bombalamak suretiyle bu terörü sona erdiremezsiniz. Kara harekatında bu görevi ifa edenlerle iş birliği kurulmadıkça hava saldırıyla bu iş çözülmez. İşte aylar geçti herhangi bir netice yok.
"ŞU ANDA KOBANİ'DE DÜŞTÜ, DÜŞÜYOR"
Şu anda Kobani'de düştü, düşüyor. Üç şey istedik. Bir, uçuşa yasak bölge ilan edilmesi lazım. İki, o bölgeye paralel güvenli bölge ilan edilmesi lazım. Ve eğit donat anlayışıyla Suriye'de ve Irak'ta orada ılımlı muhalif kesimin hem eğitilmesi hem donatılması lazım.
Kardeşlerim sizleri burada en iyi şekilde ağırlamanın gayreti içerisindeyiz. Buradan Islahiye'den tüm dünyaya bir kez daha duyurmak istiyorum. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Türkiye kendisine yönelik her türlü tehdit karşısında hazırlıklıdır, donanımlıdır. TBMM şu anda hükümetine silahlı kuvvetlere gerekli olan yetkiyi bir yıl süreyle vermiştir. Özellikle Süleyman Şah Karakolu'na yönelik bir tehdide anında karşılık vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.