Başbakan Erdoğan: Milletimiz rekor seviyede destek verdi..

Hayırlı sabahlar. Günü birlik çalışma ziyareti yapmak üzere az sonra Bakü'ye hareket ediyorum. yerel seçimlerin ardından gerçekleştirdiğim bu ilk resmi ziyaretimiz hem sembolik olarak hem de uluslararası ilişkilerimiz bakımından büyük önem arz ediyor.

30 Mart tarihinden itibaren yapılan seçimlerle, Türkiye istikrar ve huzurdan yana bir tercih kullanmıştır. Güven oyu vermiştir. Bu güven oyu tartışılmazdır. Bir yerel seçim olmasına rağmen, aziz milletimiz gerek oy oranları, gerek büyükşehir il ilçe belde başkanlıkları, gerekse belediye meclis üyeliklerinde partimizi hem tekrar birinciliğe taşıdı hem de rekor seviyede destek verdi.

Elbette sandıktan çok fazla mesaj çıktı. Ancak bunlardan en önemlilerinden biri dış politikamıza olan destektir. Barışçı diyalogdan yana hakkı savunan dış politikası milletimizden tam not almıştır.

30 Mart seçimlerinde sadece partimiz değil tüm bölgemiz kazanmış, barış kazanmıştır. Türkiye tarihinden aldığı güçle, içerde ve dışarda demokrasiyi hukuku savunmaya devam edecektir. Azerbaycan ziyaretimizde böyle sembolik bir vurguya binaen gerçekleşmektedir. Şunu bilhassa vurgulamak isterim, Türkiye Azerbaycan ilişkileri örnek alınacak bir nitelik kazanmıştır. Mükemmel seviyede seyreden ikili ilişkilerinin yanı sıra, Güney Kafkasya ölçeğinde de başarılı projelere imza atıyorlar. Bölgede kapsamlı bir barışın tesis edilmesi yönündeki çalışmalara aktif bir şekilde katkı sağlıyoruz. Ziyaretim sırasında Aliyev ile yapacağım görüşmelerde azerbaycan'ın toprak bütünlüğü temelinde sürdürülen çalışmalar hakkında da görüş alışverişinde bulunacağız.

Sayın Cumhurbaşkanımızın aramızda müzakere ederek bir karara varırız kanaatini paylaşıyorum. 3 Dönem kuralıyla alakalı partimiz içinde görüş belirtenler var. Ben de kanaatimi belirttim. Bunu biz partinin kuruluşunda tüzüğümüze uzun istişareler neticesinde koymuştuk. Çünkü Türkiye'de bir karşılığı var bunun. Ama bundan sonra bu konuyla ilgili kararı verecek olan merci Parti'nin Genel Kurulu'nu ilgilendirir. Olağanüstü genel kurul olur, normal genel kurul olur. Ancak böyle bir tüzük değişikliğine gidilirse olabilir. Benim tercihim 3 dönemden yanadır. 3 Dönemden sonra bir dönem ara verilebilir. Sonra devam etme şansı herkes için sözkonusudur.

Anadolu Ajansı'nın 94 yıllık bir mazisi var. 94. yılını bu vesileyle tebrik ediyorum. AA'nın yayın politikasını hazmedemeyenler seçimlerdeki görevi hazmedemeyenler kendi rekabet alanlarının daralmasından rahatsız olanlardır. Bu birinci derecede yine paralel yapının rahatsızlığıdır. Bundan önce bir kaç ajans çok aktifti. AA buraya girince bir defa bunların rekabet alanı daraldı. Bildiğim kadarıyla yüzde 60 civarında kendilerinden alım yapılıyordu. Bayburt'ta AA mensubunun darbedilmesi ve üzerine gidilmesi ki Allah göstermesin AA'yı hedef gösteren bu kampanyalar orada ajansın elemanının da darbedilmesinin yanında ileri bir neticeyi de getirebilirdi. Medya AA'nın mensubunu orada savunmuyor. Ama bir başka medya mensubu olmuş olsaydı heralde o zaman hepsi savunurdu.

Bakıyorsunuz Ana muhalefetin genem müdürü şunu söylüyor. Neymiş AA'nın Genel Müdürü partimizin genel merkezine gelmiş. Yani buna ancak "hayda" denir. Bütün ajansların genel müdürleri bizim merkezimize gelirler. Kaldı ki bu bizim aynı zamanda devletimizin bir ajansıdır. Diğer ajansların genel müdürleri yöneticileri genel merkezimize geldiğinde rahatsızlık olmuyor da AA'nın genel müdürü gelince neden rahatsız olunuyor. Daha önce benim danışmanım olduğu için mi rahatsızlık duyuluyor?

Bu süreç içinde bazı ikili ilişkilerimize gölge düşürenler olmuştur. Bunlarla mesafeliyim. Bunun sebebi de bellidir. Bunlar ahlaki olmayan yollara başvurdukları içindir. Ahlak çerçevesi içinde yürütmüş olsaydılar yaklaşımım her zaman kucaklayıcı olurdu. Ama Anadolu Ajansı ne bir partinindir ne de bir kurumundur. Sadece devletindir. Milli bir kuruluşumuzdur. Milli bir kuruluşumuza böyle bir tavrı doğru bulmuyorum. Yaptığı yayınla burada bir rekabet alanı doğmuştur. Ajanslar bu seçimlerde başarılı olmamışlardır bana göre. Ajanslar adeta çoğu bu konuda itiraz etmişlerdir. Sağlıklı ve kısa sürede netice verme noktasında böyle bir çalışmanın içine girmemişler. Bazı ajanslar ise adeta siyasi partilerin oradaki sandık kurulu üyesi gibi görev üstlenince asli görevlerini unutmuşlardır. Bunu da söylemek lazım.

16 bin sayfa... Bunu nerede inceleyim. Adeta bir ansiklopedi. Herhalde artık böyle bir ansiklopedi de çıkmıyor. İlgili arkadaşlarım bunun üzerinde bir çalışma yapıyorlar. Bundan sonra bizimle alakalı neler var neler yok bunları görme ve değerlendirme fırsatını bulacağız. Şu anda tabi böyle bir şeye henüz fırsat bulamadım. Dün bir tek Yavuz Sultan Selim köprüsünü incelemeye fırsat bulabildim.

AYM'nin kararına uymak durumundayız. Onun için de uyduk. Ama saygı duymak zorunda değilim saygı da duymuyorum. Bu karar birinci mahkemelere müracaat edilmeden hukuk yolları tüketilmeden AYM'ye götürülmüştür. Bir defa usul yönünden AYm'nin reddetmesi gerekiyordu. İkincisi özgürlükler yaklaşımını doğru bulmuyorum. Bu bir ticari şirkettir. Ortada bir ürün vardır. Bu ticari şirket sadece >Twitter değil Youtube ve Facebook'ta şirkettir. Bunun ürününü alıp almamak herkesin tasarrufundadır. Bunun özgürlüklerle alakası yok. AYm'de bunca bekleyen dosyalar varken AYM'nin birinci mahkemelere başvurulmadan direk kendisine başvurulmasını ve kararı milli bulmuyorum. Amerika'da böyle bir şirketin ürününün savunması yapılırken kendi milli ahlaki değerlerimiz bir kenara konuldu. Başbakana ve bakanlara hakaretler var. Bu konuyla ilgili özellikle alt mahkemelerin verdiği kararlar var. Bu kararların hiçbirini göz önüne almıyorsunuz yok farzediyorsunuz ve böyle bir karar alıyorsunuz. İster istemez farklı düşünmek zorunda kalıyoruz.

AYM'nin verdiği karara uymak zorunluluğu var. Biz de talimatı verdik uyduk. Ama saygı duymuyorum. Bu hukuk değildir. Bu yasaya uymaktır. Hukuk başka bir şeydir. Burada bir hukuki uygulama yok. Yasayı usule ters olarak ortaya koymuşlardır. Bunu milletimin takdirine bırakıyorum. Bu karar alınırken ne ABD ne Fransa ne İngiltere ne İspanya buralarda verilmiş kararlar dahi gözönüne alınmamıştır. Alelacele ne adına nasıl yapldı bunu anlamak da mümkün değil böyle bir karar alınmıştır. Daha fazla konuşmaya da gerek yok.

Erzurumlu Teyo'nun hikayesini bilirsiniz. Bunların durumu böyle. İstanbul'da yaklaşık 700 bin oy farkı var. İstanbul'a itiraz ettiler. Ankara'da 30 bini aşkın oy farkı var. Acaba burdan bir şey çıkartabilir miyiz? Hadi samimi olarak dürüst olarak itiraz yapabilirsiniz. Fakat bu eylemler niye? Ahlaki olmayan ifadeler niye? Oralarda bile hala molotof havai fişekler bunlarla geliyorlar. Gelirsiniz müracaatınızı yaparsınız. Bizim denediğimiz yol budur. Sen de bu yolu dene. Ondan sonra çıkacaklar hala saygı... Ama bunlarda bu yok. Şanlıurfa'da olan olaylar.. Silah tehdidi. Akıl almaz işler bunlar. Böyle seçim olur mu? Bunlar hayatlarında bir kaç belediyede kaybediyorsa tahammül edemiyor. Silahla geri almak istiyor. Ceylanpınar'da Viranşehir'de yaşanan bu. Samimi olacaksın dürüst olacaksın. Bitlis'te Ahlat'ta yaşanan bu. Netice ortaya çıkmış. İtirazını parti olarak yaparsın. Sayımda yanlış varsa herkes buna uyar. Ak Parti olarak bizim böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızda hiçbir AK Partilinin böyle bir yola başvurduğunu gördünüz mü? Demokrasi budur. Tahammül etmeyi öğreneceksin. Saygı duyacaksın.

Bizim bir özelliğimiz var. Sandık tutanaklarıyla ilgili yıllara sari bir çalışmamız vardır. En büyük delil o sandık tutanaklarıdır. O sandık tutanaklarını üyeler veya müşahitler belde ilçe il buralarda toplaması en önemli belgedir. Bu belge elinizde olduğu ispatlanabiliyorsa kimse bir şey diyemez. Bunu gelirsin seçim kurulları buna dayalı bir açıklama yapmıyorsa gel medya karşısına çıkar bunları koy ortaya işte sandık tutanakları burada dersiniz. Bazı yerlerde üç kişi dört kişi imza attırılmıyor diğerleri adına imza attırılrsa ki bunlar dedikodudur tahammül edilebilir değildir. Aradaki açıklar kapatılır açıklar değil. Ortada yaklaşık yüzde 46 oy almış bir parti var. İkinci sıradaki partinin oy oranı yüzde 28... Böyle bir fark var. Biz yenilmedik şurayı burayı kazandık diyerek kendilerini tatmin etmenin anlamı yok.

Dün köprünün inşaatını ziyaret ettik. Gezdik brifingimizi aldık. En duygulu olduğum an sadece kulelerin yükselmesi değil. Diğer taraftan bütün bağlantı yolları kavşak düzenlemeleri şu anda 1000 civarında iş makinesi çalışıyor. 5 bine aşkın işçi burada çalışıyor. Yoğun bir çalışma devam ediyor. Hedef önümüzdeki yılın sonuna varmadan üçüncü köprüyü açabilmek. Yerinde bunu görerek takibimizi yapmış olduk.

Gazetecisiniz arkadaşımızın yaptığı açıklamayı duymamışsınız. Kendisinin böyle bir şey söylemediğini kendisi açıkça ortaya koydu. Biz arkadaşımızı bu tür uydurma montaj olayları yapanlardan daha iyi tanıyoruz. Egemen beyin böyle bir şeyi söylemediğini kendisi ifade ettiği gibi biz de kendisine inanıyoruz. Böyle bir şey sözkonusu olamaz. Böyle bir şeyi zaten bizim de uygun görmemiz mümkün değildir. İftira atanlar her zaman böyle iftiraları atıyorlar. Ben de cuma namazını kılmıyormuşum. Biz cuma namazının nerede hangi şartlarda kılınacağını onlardan çok daha iyi biliriz. Bunu da kalkıp da vakit namazını cumayı bayram namazını böyle kılıyorum onu mu anlatacağım. Herşeyi geçtik şimdi geldiler Başbakan cuma namazı kılmıyormuş. Bunlar sahtekar bunlar müfteri. Yalan var takiye var iftira var. Bence yer değiştirin hiç durmayın oralarda. Bu müfterilerin arasında durmanız doğru değil.

Seçimlerin birleştirilmesi sözkonusu değil. Cumhurbaşkanlığı seçim takvimi açıklanmıştır. 1 yıl önceden ancak olabilir. Böyle bir şey sözkonusu değil. Erken seçim noktasında partimizin ilke kararı vardır. Biz Türkiye'de normalleşmeden yanayız. İstikrar buradadır. Eğer siz cumhuriyet tarihinde bize kadar 16 ayda bir seçim olmuştur. 16 ayda bir seçim olan ülkede seçim olur mu? Bakın biz gelene kadar yatırımlar 1 milyar doları bulmamıştır. Çünkü yatırımcı önünü görmüyor. Yaıtırım yapabilmesi önünü görmesi lazım. Bizim dönem niçin başarılı oldu? Çünkü yatırımcı önünü gördü. 17 Aralık istikrarı bozmak için yapıldı. Kaos dediler gezi olayları dediler hep bunun içindi. Niye bizi yıkamadılar? İçten ve dıştan.. Tek sebebi Türkiye'de istikrar var güven var. Seçim daha neticeler açıklanmaya başladı piyasalar hemen olumlu tepki vermeye başladı. Borsa 70 binin üstüne çıktı. Faiz düşüyor. Heralde merkez bankası da kurulunu olağan üstü toplar heralde bu dönemde yeniden ayarlama yapar. Bunu düşürmesi gerekir. Faiz düştüğü anda Türkiye'de yatırımcı daha çok yatırım yapacaktır. Kredi kullanacaktır. Bunları iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Erken seçim asla yapmayız. Bu bizim ilke kararımızdır. Biz işimize bakalım yatırımcımız da bu ülkede 2015'e kadar genel seçim olmadığını bilerek rahat yatırım yapsın.