Erdoğan, konuşmasında, 17 Aralık operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, bu operasyonun, "yolsuzluk kılıfına saklanmış bir komplo" olduğunu ifade etti.
Erdoğan, 2023 yılına ve bu yıl için belirledikleri hedeflere ulaşılmasına, sadece 9 yıl kaldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki 9 yıl boyunca, daha çok çalışarak, daha fazla üreterek, özellikle de istikrar ve güven ortamını en güçlü şekilde muhafaza ederek, inşallah, dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna yükseleceğiz. Bakınız, geride bıraktığımız 11 yıl içinde Türkiye ekonomisi 3,6 kat büyüdü. Dünyada birçok ülkenin ekonomisi daralırken, gelişmiş ülkelerin ekonomileri yerinde sayarken, Türkiye, 2013 yılının son çeyreğinde 4,4 oranında büyüme kaydetti ve ilk 9 aylık büyüme oranımız yüzde 4 oldu. 11 yıl önce, 230 milyar dolardan devraldığımız milli gelirimiz, şu an itibarıyla, 822 milyar doları aştı. Önümüzdeki 9 yıl içinde, milli gelirimizi 2,5 kat artırabilirsek 2023 yılında, hedeflediğimiz 2 trilyon dolar milli gelir seviyesine ulaşmış olacağız. 11 yılda 3,6 kat artırdığımız milli gelirimizi, önümüzdeki 9 yılda 2,5 kat daha artırabileceğimize yürekten inanıyoruz.
HAYAL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL
Erdoğan, 2002'nin şartlarında, 2013 Türkiyesini hayal etmenin bile mümkün olmadığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Ama biz, önce hayaller inşa ettik, sonra hayalleri hedefe dönüştürdük, 11 yıl boyunca bu hedefler için mücadele verdik ve işte bambaşka, çok farklı bir Türkiye'ye kavuştuk. Birçoklarına gelecekte ulaşılamaz görünen, bir hayal gibi görünen nice seviyeye de ulaşacağımızdan hiç kuşkunuz olmasın. Çok çalıştığımızda, dayanışma ve birlik içinde olduğumuzda, birbirimize inandığımız ve güvendiğimizde, özellikle de, özgüven içinde, inançla hareket ettiğimizde, emin olun, bizim için hiçbir hedef ulaşılamaz olmayacaktır. 11 yıl içinde nice zoru başaran, nice zorluğu aşan, nice engeli, engellemeyi geride bırakan Türkiye, önümüzdeki 9 yıl ve sonrasında da tarihinden ve ecdadından aldığı ilhamla, bu kutlu yürüyüşe devam edecektir."
2 BÜYÜK SALDIRIYA MAARUZ KALDIK
Cumhuriyet'in kuruluşunun 90'ıncı yıldönümünü kutladığımız 2013'ün, adeta 2023'ün bir müjdecisi, bir ön habercisi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bütün dünyada küresel finans krizinin etkileri en ağır şekilde devam ederken, Türkiye, rekorlarına rekor, reformlarına reform ekledi. 90 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en umut verici yılını yaşarken, işte bu başarılara, yani milletimizin umuduna, yani ülkemizin istikbaline ve istiklaline yönelik maalesef yıl içinde 2 büyük saldırıya maruz kaldık. Mayıs ve haziran ayında yapılan sokak gösterileri ile 17 Aralık'ta kurulan komplo, Türkiye'nin bu en parlak, en başarılı yılını doğrudan hedef aldı.
Şunu bilmenizi isterim sevgili vatandaşlarım; mayıs ve haziran aylarında yapılan sokak eylemleri ile 17 Aralık'ta başlatılan komplo, asla ve asla tek başına Hükümetimizi, partimizi hedef alan değil doğrudan doğruya milletimizi, yani sizleri, ülkemizi, vatanımızı, istikbalimizi hedef alan saldırılardı. Gerek Gezi eylemlerinde, gerek 17 Aralık komplosunda, Türkiye içindeki aktörler, ajanlar, maşa ve taşeronlar kullanıldı ama bu tuzaklar yurt dışında kuruldu ve düğmeye de Türkiye dışından, Türkiye aleyhtarı çevreler tarafından basıldı. Türkiye'nin istikrarla büyümesinden, kararlı reformlar yapmasından, küresel bir güç haline dönüşmesinden, ekonomisini büyütmesinden, terörü sona erdirerek kardeşliğini yüceltmesinden rahatsız olan çevreler, içerdeki piyonlarını kullanmak suretiyle kutlu yürüyüşümüze kastettiler."
YENİ BİR TUZAĞI UYGULAMA PLANINA GEÇİRDİLER
"İşte bu üst üste gelen başarıların, bu büyük kucaklaşmanın hemen ardından, 17 Aralık komplosuyla Türkiye'ye yeni bir saldırı daha düzenlendi" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin başarılarından, büyüyen ekonomisinden, aktif dış politikasından, küresel ölçekli projelerden rahatsız olan çevreler, Türkiye'ye karşı kurdukları yeni bir tuzağı uygulama planına geçirdiler. Gezi olayları nasıl ağaç, park, çevre kılıfına saklandıysa 17 Aralık komplosu da yolsuzluk kılıfına saklandı.
Bizim, Hükümet olarak, daha en başından itibaren, daha partimizi kurduğumuz andan itibaren, yolsuzluk konusundaki tavrımız son derece nettir. 11 yıl boyunca yolsuzluklara asla göz yummadığımız gibi yolsuzluk yapanlar karşısında bir an olsun tereddüt etmedik, onlarla yolumuzu ayırdık, onları derhal hukuka teslim ettik. Yolsuzluklara karşı dik bir duruş sergilediğimiz için Türkiye'yi 3 kattan fazla büyüttük. Yolsuzluklara müsamaha göstermediğimiz için çalışanların 13,5 katrilyon zorunlu tasarruf borcunu, 3,5 katrilyon Konut Edindirme Yardımı'nı ödedik, ülkemizin 23,5 milyar dolar IMF borcunu sıfırladık, Merkez Bankası rezervlerimizi 136 milyar dolara biz çıkarttık. Yolsuzluklara göz yummadığımız için 17 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettik. Düşünün ki Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol, 79 sene bu. Öbür tarafta 10 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol. 205 bin yeni derslik açtık, 99 yeni üniversite kurduk, 2 bin 203 yeni sağlık tesisi, hastane, sağlık ocağı, 615 bin yeni konut yaptık. Yolsuzlukların olduğu bir ülkede bunlar olabilir miydi?"
BİR SUİKAST GİRİŞİMİ
"17 Aralık komplosu yolsuzluk ambalajına gizlenmiş bir suikast girişimidir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"17 Aralık komplosu, milletin hükumetini hedef almıştır. 17 Aralık komplosu, bunun da ötesinde, milli iradeyi, demokrasiyi, sandığı hedef almıştır. Bu komplo, Türkiye'nin ekonomisini, Türkiye'nin uluslararası ölçekte başarılı bir bankası olan Halkbank'ı, Türkiye'nin enerji yatırım ve anlaşmalarını, Türkiye'nin aktif, onurlu dış politikasını hedef almıştır. Düşünebiliyor musunuz? 10 yıl önce biz iktidara gelmeden Halk Bankasının ederi 1 milyar doların çok altındaydı. Ama şimdi Halk Bankasının ederi 25 milyar dolar. Acaba Halk Bankasına karşı yapılan bu komplo ne ile izah edilecek?
SİZİN ALIN TERİNİZİ HEDEF ALMIŞTIR
Bu komplo, hangi partiye oy verirseniz verin, hangi partinin gönüldaşı olursanız olun, ayrım yapmaksızın sizleri, sizin sofranızdaki ekmeği, sizin cebinizdeki parayı, sizin alınterinizi hedef almıştır. En önemlisi de bu komplo, Diyarbakır'da oluşan kardeşlik tablosunu, 1 yıldır susan silahları, çözüm sürecini, kardeşliğimizi, artık güç kazanan siyaseti hedef almıştır. Yargı ve emniyet başta olmak üzere, devlet kurumları içine yerleşmiş bir örgüt, dışarıdan aldığı talimatlarla, Türkiye'nin istikrarına, güven ortamına, Türkiye'nin büyüyen ekonomisine ve kardeşliğine suikast girişiminde bulunmuştur. Tabii ki dürüst davranan gerek yargı mensuplarını gerekse emniyet teşkilatımızdaki mensuplarımızı tenzih ederim. Ama bu oyunun içerisine bulaşan, bu oyunda aktif rol alanları tarih affetmeyecektir. Ne yazık ki, bu ihanete, büyüyen Türkiye'den çıkarları zedelenen malum bazı medya kuruluşları, bazı sermaye çevreleri, bazı siyasi partiler de fırsatçılık saikiyle destek vermişlerdir."
BAZILARI KİRLİ TUZAKTA PİYON OLMUŞTUR
"Yargı içinde, örgütlü olarak hareket eden bazıları, egemenliği milletten alıp yargıya devretmek için bu kirli tuzakta piyon olmuş, adeta bir yargı darbesi gerçekleştirmek için sorumsuzca ve militanca hareket etmişlerdir" ifadesini kullanan Erdoğan, "Şunu burada bir kez daha vurgulamak isterim ki, millet egemenliğinin ve demokrasinin bir gereği olarak, siz bize 'git' dediğinizde, biz, bir an bile tereddüt etmez ve emaneti size teslim ederiz. Ama siz bize 'kal' dediğiniz müddetçe, yetkiyi bize verdiğiniz müddetçe, Allah'tan başka hiçbir gücün bizden bu emaneti almasına müsaade etmeyiz" diye konuştu.
O DÖNEM ARTIK GERİDE KALDI
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de hükümetlerin sandık dışı yollarla değiştirildiği dönemin artık geride kaldığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de hükümetleri, sadece ve sadece millet iş başına getirir, sadece ve sadece millet, yani sizler görevden alırsınız. Yargı, içinde oluşmuş örgütlerin, ya da dış güçlerin menfaatine değil, sizin adınıza ve ülkemizin menfaatine vazife yapmak zorundadır. Yargı, egemenlik hakkını milletten alamaz. Medya, geçmişte yaptığı gibi, millete istikamet çizemez. Sermaye, geçmişte yaptığı gibi hükümet kurup yıkamaz. Uluslararası şer odakları, geçmişte sıkça yaptıkları gibi, içerideki hain örgütleri kullanarak benim ülkemi karıştıramaz, kaos oluşturamaz, benim bu güzel ülkemde ameliyat yapmaya yeltenemez.
Eski Türkiye de, eski Türkiye'nin alışkanlıkları da artık geri gelmemek üzere tarihte kalmıştır. Yeni Türkiye'de egemenlik milletindir. Yeni Türkiye'de söz milletindir, karar milletindir, yetki milletindir. 76 milyonun her bir ferdini, kendi iradesine sahip çıkmaya, demokrasiyi savunmaya, ülkesine yönelik bu çirkin saldırılara karşı tek yürek olmaya davet ediyorum. Eğer, bizim hükümetimize yönelik bu saldırılara göz yumulur, bu siyaset mühendisliği görmezden gelinirse, biliniz ki, ilerde bu tür saldırılar başka hükümetlere karşı da gerçekleşir."
MESELE BİR PARTİ MESELESİ DEĞİL
"76 milyondan, bir partiyi, bir hükümet değil, siyaseti, demokrasiyi, milli iradeyi samimi ve güçlü şekilde savunmalarını bekliyoruz" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Zira mesele, bir parti ya da bir hükümet meselesi değil, büyük Türkiye, Yeni Türkiye meselesidir. Bu saldırılardan, sadece belli bir kesim, belli bir partinin mensupları değil, 76 milyon zarar görmüş, 76 milyon bedel ödemiştir; vesayete karşı alınacak ortak bir tavır da inanın, 76 milyonun tamamına, tüm Türkiye'ye kazandıracaktır. Gençlerimizin, çocuklarımızın daha özgür, daha demokratik bir ülkede yaşamaları, bağımsız Yeni Türkiye'yi muhafaza edebilmeleri için, bugünden tercihinizi yapmanızı, bu saldırılara karşı yekvücut olmanızı, ülkemize, siyasete, demokrasiye ve kardeşliğimize daha güçlü şekilde sahip çıkmanızı sizlerden bekliyor ve arzu ediyorum.
30 Mart yerel seçimlerine sadece 3,5 ay kala ortaya çıkan bu komplonun, iradenizi teslim almasına, iftiraların, algı operasyonlarının sizleri umutsuzluğa sevk etmesine asla izin vermeyeceğinizi biliyorum. Sizler zaten bu komployu, bu tuzağı bozdunuz. Buna benzer komplolara cüret edilmemesi için, dimdik duracağınıza, büyük ve yeni Türkiye hedefine, 2023 hedeflerine sımsıkı sahip çıkacağınıza yürekten inanıyorum."
2 SALDIRI TÜRKİYE'Yİ GÜÇLENDİRDİ
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, yapılan 2 büyük saldırıya rağmen, 2013 yılını başarılarla, rekorlarla, önemli reformlarla geride bıraktığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu 2 saldırı, hiç şüpheniz olmasın, Türkiye'yi daha da güçlendirdi. 2014 yılı, inşallah, 2013 yılından çok daha iyi, çok daha başarılı bir yıl olacak. Ekonomide, bu saldırıların yol açtığı kayıpları telafi edecek, inşallah yeni ve daha yüksek rekorlarla ülkemizi tanıştıracağız. Her 2 saldırının da hedef aldığı, hızlı tren, 3'üncü köprü, havalimanı, Nükleer Santral, Boğaz'a ikinci tüp geçit gibi, onun yanında Kanal İstanbul gibi küresel projelerimizi hız kesmeden sürdürecek, inşallah yenilerine başlayacağız.
Çözüm sürecini, bu saldırı ve sabotaj girişimlerine rağmen güçlü şekilde muhafaza edecek, süreci daha ileri seviyelere taşıyacak, kardeşliğimizi pekiştirecek ve Türkiye'nin ufkunu ve umudunu daha da genişleteceğiz. En önemlisi de, demokratikleşme reformlarımıza ivme kazandıracağız. Her saldırıyla birlikte kan kaybeden vesayet sistemi, bilesiniz ki Türkiye'ye de daha fazla reform yapma imkanı tanıyor. Vesayet girişimleri zayıfladıkça, Türkiye'nin reform iradesi güçleniyor."
KORKU SİYASETİ DEVRE DIŞI KALDI
Başbakan Erdoğan, 2014 yılının, Avrupa Birliği tam üyelik müzakerelerinin ve yeni demokratikleşme reformlarımızın hız kazanacağı bir yıl olacağını da ifade ederek, şöyle konuştu:
"Korku, sindirme ve istismar siyasetinin devre dışı kaldığı bir ortamda, siyasetin reform kapasitesi daha da artacak, 76 milyonu kucaklayan, 76 milyonun her bir ferdinin sorunlarına daha fazla ihtimam gösteren bir süreç başlamış olacak. Sizlerden, 2023 hedefleri için, 2053 ve 2071 hedefleri için, büyük Türkiye ideali için, umudunuzu, heyecanınızı her daim diri tutmanızı özellikle rica ediyorum. Hiç endişeniz olmasın: Türkiye emin ellerde, geleceğe doğru yürüyüşünü kararlı şekilde sürdürüyor. Dualarla kurulmuş devletimiz, milletimizin hayır dualarıyla, elbette emekle, gayretle, adaletle, çok daha aydınlık yarınlara doğru koşuyor. Bu süreçte hayır dualarınızı ülkemiz ve milletimizden esirgemeyin."
Kaynak: Akşam