Terör örgütlerine yönelik operasyonları eleştirenlere yanıt veren Başbakan Davutoğlu, "Bu yaşananların arka planını bilmiyormuş gibi hükümetimizi bir erken seçim için bu operasyonları yapmakla suçluyorlar. Bu hepimize yapılan bir suikasttir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TOBB'da düzenlenen toplantıda konuşma yaptı.
Davutoğlu, şöyle konuştu:
Siyasi tavrın dışında, sivil inisiyatif olarak sizlerin bir araya gelmeniz, en güçlü mesajı vermek bakımından hayati derecede önemlidir. Bugün bu toplantı, teröre karşı verdiğimiz mücadelenin en önemli ayağıdır.
Buraya teşrif ederek, Ankara'ya, başkente teşrif ederek sizler ülkenin bütününe en doğru mesajı vermiş oluyorsunuz ve 'İşverenler olarak, işçiler olarak, memurlar olarak, helal rızk için sabah dükkanını açan esnaflar olarak bizler teröre karşı omuz omuzayız, birlikteyiz' diyorsunuz. Size teşekkür ederim.
Türkiye'de her şey meşruiyet çizgisi içinde ve milli iradenin bize söylediği yolda ilerlerken, birden demokrasimize, güvenliğimize ve Türkiye'nin geleceğine darbe vurmak isteyen şer odaklarının eş zamanlı olarak harekete geçtiğini gördük.
"HEPİMİZE YAPILMIŞ BİR SUİKASTTİR"
Şimdi bazıları sanki bütün bu yaşananların arka planını bilmiyormuş gibi hükümetimizi bir erken seçim için bu operasyonları yapmakla suçluyorlar. Bu hepimize yapılan bir suikasttir. Bu saldırılar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve bütün 78 milyona yapılan saldırılarıdır.
11 Temmuz'da KCK ateşkesi bitirdiğini açıkladı. 15 Temmuz'da HDP'yle görüştüğümüzde Devrimci Halk savaşını başlattığını ilan etti.
"EŞ ZAMANLI TERÖR SALDIRISI"
DAEŞ'in harekete geçtiği gün, Adıyaman'da saldırıya geçti. DAEŞ, PKK, ve DHKP-C'nin saldırılarına maruz kaldık. Demokrasimizi, kamu düzenimizi, uluslararası itibarımızı ve ekonomik kalkınmamızı korumak için bu üç ayaklı terör odaklarına karşı biz de eş zamanlı terör operasyonları başlattık. Ben bu operasyonun adına 'Huzur ve demokrasi operasyonu' diyorum. Birileri eğer bizim milletimizin huzurunu bozmak istiyorsa bizim de görevimiz huzuru ikame etmektir.
"TEREDDÜT ETSEYDİK..."
Bizler, Ankara'da Türkiye'nin geleceğinin ağır sorumluluğunu üzerinde taşımış devlet adamları olarak böyle bir saldırı karşısında tereddüt etseydik, böyle bir saldırı karşısında 'bekle gör' diyerek zamana oynasaydık, böyle bir saldırı karşısında 'şimdi hükümet kurmakla görevliyiz, geçici hükümetiz' diyip konuyu erteleseydik, emin olunuz bugünlerde Türkiye tam bir kaosa sürüklenmiş, sizlerin helal rızk için yürüttüğünüz ekonomik faaliyetlerin tümü ile ilgili olarak bir karamsarlık, ümitsizlik hali doğmuştu.
"ŞEHİT OLURSA ÇATIŞMASIZLIK OLMAZ"
PKK'nın bilinen tüm sığınakları imha edildi. Çözüm süreci konusunda irademiz sabittir. Şehitler olursa çatışmasızlığı kabul etmeyiz.
39 ilde 1302 terör zanlısı gözaltına alındı. Sokaklar vandalların gösteri alanı olmayacaktır.
"SIKILAN KURŞULUN BEDELİ TASFİYEYLE SONUÇLANACAK"
Bundan sonra da sınırımızda askerimize sıkılan bir kurşunun bedeli o kurşunu sıkanların tümünün tasfiyesiyle sonuçlanacaktır. Ta ki kimse bir daha sınırlarımıza bu şekilde hangi maske altında olursa olsun, DAEŞ veya başka terör örgütü veya başka rejimler böyle bir şeye cesaret edemesinler.
"KİMSE HAM HAYAL GÖRMESİN"
Bu faaliyetleri operasyonları sürdürürken ki hala devam etmektedir bunu da ifade edeyim. Silahlar bırakılana, silahlı gruplar Türkiye'yi terk edene kadar ve DAEŞ terörü Türkiye'ye tehdit olmaktan çıkana kadar, Suriye'de bu operasyonlar devam edecek. Kimse ham hayal görmesin.
"TALEBİNİZ BAŞIMIZIN ÜZERİNEDİR"
Sizin buradaki mevcudiyetiniz bize de mesajdır. Devlet adamlarına, siyasi parti liderlerine. 'Biz nasıl 8 büyük sivil toplum kuruluşu bir araya geldik ve teröre karşı ortak bir deklarasyonda birleştik. Siz de 'birleşin' diyorsunuz. Bu talebiniz de, bu haklı talebiniz de Başbakan ve ülkenin en büyük siyasi partisinin genel başkanı olarak söylüyorum, başımızın üzerindedir.
Sizler ve bizler gerektiğinde bu vatan için, bu vatanın birliği için, bu milletin huzuru için gelecek nesillerin geleceğinin parlak olması için, evlatlarımızı da kendimizi de feda etmeye hazırız. Bu fedakarlığı da dünya alem bilmeli.