Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı televizyon programında gündme ilişkin soruları yanıtlıyor. Davutoğlu, şike davasının sona ermesiyle ilgili sorulan soruya "Bu hukuki bir meseledir. Bir dava söz konusu. Dolayısıyla hukuki süreçlerle ilgili olarak yorumları hukuk mantığı içinde tutmak gerekiyor. Dolayısıyla herhangi bir yorum katmak ve bizim açımızdan yorum yapmak doğru olmaz." dedi.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
ŞİKE DAVASI
Bu hukuki bir meseledir. Bir dava söz konusu. Dolayısıyla hukuki süreçlerle ilgili olarak yorumları hukuk mantığı içinde tutmak gerekiyor. Dolayısıyla herhangi bir yorum katmak ve bizim açımızdan yorum yapmak doğru olmaz. Bu hukuki dava ile en azından bir çerçevede dışardan hukuka bir müdahale iddiası varsa sistem içinde aksayan hususlar varsa da sistemin ekseninde düzenlenir. Bunu hukuki bir karar olarak değerlendirmek gerekir.
Basın özgürlüğü konusunda herkesin dürüst olması lazım. Düşünce özgürlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini her zaman söylemişimdir. Bir gün bir açıklamaya öylesine üzülmüştüm ki bir siyasi lider başbakan eleştirenleri 'Bunlar mağaralardan beslenen yarasalar'' diye bir ifade kullanmıştı. Bende yarasaları severiz diye cevap vermiştim. İşte o zamanlar herkes düşünce özgürlüğünün nasıl ayaklar altına alındığını bilirler. Bu anlamda basın özgürlüğünün hakaret etmeden baskı yapmadan sağlanması bizim hedefimizdir.
PKK'NIN EYLEMSİZLİK KARARI İDDİALARI
Devletin ve hükümetin bu anlamda tutumu açıktır. Türkiye'de meşru emniyet güçleri dışında kimsenin silah barındırma hakkı olamaz. Kamu düzenini her yerde sağlayacağız. Kimse geçici bir aldatmanın peşinde olmasın. Biz bu kararı kolay almadık. Günlerce aylarca biz bunların çözüm sürecine saygı duymasını bekledik.
"OPERASYONLAR DEVAM EDECEK"
Şunu bilsinler biz çözüm süreci iradesini devreye sokarken de çok dürüst ve samimi bir ilişkinin kararını verdik. Bakın ne diyorlar 'ateşkes'. Ateşkes bizim hiç bir zaman kullandığımız bir jargon değil. Eylemsizlikten kasıt
hendek kazmakta dahil mi mi mayın yerleştirmekte dahil mi? Çatışmasızlık dedikleri hendekler,mayınlar duracak.Bu konudaki kararlılığımızdan kimse şüphe etmesin. Hiç bir şekilde tereddüt etmeyeceğiz. Son terörist silahını bırakana kadar operasyonlar devam edecek.Çıkacaklar ve diyecekler ki, ''Silahlı mücadele denilen yöntem bitmiştir, böyle bir yöntemin karşılığı kalmamıştır. Her türlü silahı teslim ediyoruz. Hiç bir terörist artık Türkiye topraklarında barınmayacak. Türkiye topraklarından çekiliyoruz.'' Nereye çekilirlerse çekilsinler. Nasıl bir sürecin oluşacağını konuşabiliriz.
"458 HEDEF 3 GÜN İÇİNDE VURULDU"
7 Haziran'dan önce barış türküleri söylediler, 7 Haziran'dan sonra ayaklanmaktan bahsettiler. Birinci hedef Kuzey
Irak'taki hedeflerin imha edilmesiydi. 458 hedef 3 gün içinde vuruldu. Mühimmat ve, silah kaynaklarına darbe vuruldu.
'Mezarlık yıkıldı' diyerek iki HDP'li Bakan istifa etti. Sorular mı orada doçkalar var mı, teröristler var mı? 2 binin çok üzerine giden kayıplar. Özellikle
Dağlıca'da meydan okudular. O tepelere askerimiz çıktı ve 'biz buradayız' mesajı verdi. Bunların eylemsizlikten kastı seçime kadar. O zamana kadar operasyonlar dursun istiyorlar. Terör niyetiyle eline taş dahi alamazsın.
"BAHÇELİ'YE 'ZOR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ' DEDİM"
Irak ve
Suriye'de DAEŞ'in yükselmesinden sonra kendilerine ortam aradılar. Zannettiler ki Türkiye'de bir yönetim boşluğu var. Bir nefes alacak kadar vaktim olsa dahi görevimi yaparım.
HDP neden Bakanlarını çekti, Bahçeli'ye 'zor dönemden geçiyoruz' dedim 'CHP'yle görüşün' dedi."
"KİMSEYE YANLIŞ MÜDAHALE YAPILAMAZ"
Cizre'deki o görüntüler kabul edilemez. Yapılması da yanlış, çekilmesi ve yayınlanması da. Kimseye yanlış muamele yapılamaz. Bir tarafta halkı mayınlarla öldüren terör örgütü var ama buna rağmen güvenlik güçlerimize leke atılmaya çalışıyor.
Diyarbakır annelerinin acılarının dinmesi için her şeyi yapacağız. Zorla kaçırılan çocuklar bunlar.
SURİYE'DEKİ İÇ SAVAŞ
Bizim için hiç bir değişen durum yoktur. Şuanda da kanaatimiz Suriye'deki ılımlı muhalefetin desteklenmesidir. Ilımlı muhalefetin desteklenmesi lazım. Bizim
Rusya'ya itirazlarımız hem hava sahasının ihlalleri hem de ılımlı muhalefete müdahalelerle ilgili. Türkiye Rusya ilişkileri bizim çok değer verdiğimiz ilişkilerdir. Yoğun enerji ilişkimizde
Almanya ile yarış halinde en fazla ticaret yaptığımız en fazla turist çektiğimiz ülkeden bahsediyoruz. Rusya Türkiye ilişkileri bizim için çok önemli.
"VERİLEN BİLGİLERDEN İKNA OLMADIK"
Türkiye'den Rusya'nın güvenliğine zarar getirecek bir tutum söz konusu olmadı. Ama görüş ayrılıklarımız oldu.
Ukrayna ve Kırım konularında mesela. Rusya'nın bir kere bizim çıkarlarımızı ve güvenliğimizi dikkate almasını bekleriz. Bu konularda müsamaha etmemiz söz konusu olamaz. Verilen bilgilerden ikna olmadık. Eğer Rusya buraya teröre karşı gelmişse zaten bir koalisyon var bizde bu koalisyonun içindeyiz ama hedef DAEŞ değil. Bir hata tekrar tekrar gündeme geliyorsa bunu bizim kabul etmemiz doğru değil. Umut ederiz ki bu tür olaylar onların da bize söylediği gibi tekrar olmayacaktır. Eğer bazı
PKK unsurları Haseke'ye Kobani'ye geçip Türkiye'yi tehdit etmeye kalkışırsa onlara da gerekli cevabı veririz.
"BUNU KİMSE YADIRGAMAMALIDIR"
Eğer Türkiye tehdit altında ise böyle günler için
NATO vardır bunu doğal karşılamak lazım. Şimdi Türkiye kendisini koruyacak güce ve kudrete sahip. NATO'dan hemen bir talebimiz olmadı. Ama NATO'ya ihtiyaç olduğunda NATO'nun gerekli ihtiyaçları yerine getirmesini kimse yadırgamamalıdır.
SEÇİM VAATLERİ
Muhalefet seçim beyannamesinde sınav olmayacak bir şekilde hazırlık yapıyorlar. Aramızdaki fark o. Biz çok büyük projelere imza attık. 12 yıl içinde halk bizim büyük projelerimizi gördü. Halk bir başka hayat tarzına alıştı. Bunun getirdiği yeni bir kitleyle karşı karşıyayız.
2011'de büyük 2023 projelerini ortaya koyduk. İşçilerimiz ve gençlerimiz için önemli projeler ortaya koyduk. Gençler bir paradigma sıçraması bekliyor. Sosyal destekler olarak olağanüstü destekler verdik, ama bunu arttırırsak insanlar çalışmaktan kaçınabilir. Şimdi insanımızın katma değer üreteceği bir çalışma ortaya koymak istedik.
"PROJE GETİREN GENCİMİZE 50 BİN+100 BİN LİRA"
Başka ülkelerde görünmeyen bir model ortaya koyduk. Gençlerle ilgili işsizlik konusu tüm dünyanın sorunu. Nüfusumuz dinamik ve bunu durdurmak da istemiyoruz. Almanya gibi olmak istemeyiz. Gençlerin önünde iki yol var. Ya kendi iş kuracak ya da bir yere işe girecek.
Kendi iş kuracaksa 50 bin lira can suyu vereceğiz. Geri ödemek yok. Riski ne, o parayı genç kullanamayabilir. İkna edici bir proje hazırlanırsa, neden o para kullanılmasın? Eğer 50 binin üzerine yetmiyor denirse de 100 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz.