Türkeş AK Parti'ye geçecek mi?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni kabinedeki isimleri açıkladıktan sonra canlı yayında gündemi değerlendirdi.

EKSİ25HABER / ERZURUM - İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları; 
Üzerinde düşündüğümüz isimler oldu ancak, şartlar ve dağılım itibariyle çok elimizin serbest olduğu bir kabine değil bu. Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Anayasa'ya riayet etmek birinci önemli husustu. Partilerin tamamı evet demiş olsaydı daha büyük bir taplo ortaya çıkacaktı. Belli kuralların işletilmesi gereken, bağımsız olması gereken ya da partili olduğunda şu özellikleri bulunması gereken şu sayılarda olması gereken bir tablo. 
Ancak, açıkçası bu görevi aldıktan sonra herhangi bir önyargı olmadan öncelikle belli kriterleri zihnimde tasavvur ettim bunu da paylaştım; ehliyet, liyakat, uyum. 
 
BUNUN HEPSİ ZORUNLULUKTU 
Birincisi önemli husus; anayasal zorunluluk. Yani Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Tamamıyla tercih hakkının benim elimde olmadığı ve benim sadece özellikle TBMM'de grubu olan partilerin dağılımı itibariyle Meclis Başkanı'nın bildirdiği belli sayılar içinde hareketin olduğu bir tablo. Dolayısıyla anayasa zorunluluğuna riayet etmek birinci husustu. Buna riayeti esas aldığım için de malum CHP'den, MHP'den ve HDP'den 5+3+3 oranında isimler tespit ettim. Bunun tespiti anayasal bir zorunluluktu.  
Fakat bu isimleri tespit ederken hep şunu da göz önünde bulundurdum; temsil kabiliyeti olsun ve birlikte diyelim CHP ile ya da MHP ile koalisyon kurmuş olsaydık, tabi o zaman takdir sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin olacaktı kimlerin gireceği ile ilgili ama, onların da tercih edebileceği isimler muhtemelen bunlar olurdu diye düşünerek devlet tecrübesine sahip olan, belli alanlarda uzmanlığına benim de başka bir partide olmakla birlikte hürmet ettiğim isimleri öne çıkarmaya çalıştım. 
 
HERKESİN OLDUĞU BİR RESİM OLSUN İSTEDİM
Bu anayasal zorunluluğu 3 üye evet dedi, bir isim MHP'den ikisi HDP'den. Ve anayasal zorunluluk bu anlamda yerine getirilmiş oldu. O aşama ortaya çıkınca bu sefer madem ki ben tam olarak bu tabloyu gerçekleştiremedim ama Türkiye'nin resmi buraya yansısın dedim. Herkesin olduğu bir resim olsun istedim. Belli tercihleri buna göre yapmayı tercih ettim. 
 
REDDEDENLER SINIRLARIN DIŞINA ÇIKMIŞ OLDU
AK Parti'den 13 bakanlığı 11'e düşürdük, bu bir zorunluluktu. Kimse 'Bu isim ne arıyor' demesin diye uzmanlığa baktım.
Bu bir Ak Parti hükümeti değil, Anayasal bir hükümet, Anayasal zorunluluk söz konusu. Bu görev bana verilmeden önce diğer partilerin tüm isimlerine tek tek baktım. Hiçbir önyargı olmadan öz geçmişlerini incceledim. Reddedenler AK Parti hükümetini reddetmiş olmadı, Anayasa'nın sınırlarının dışına çıkmış oldular.
 
TÜRKEŞ'İN VERDİĞİ CEVABA ŞAŞIRMADIM
Türkeş'e mektup yazana kadar hiçbir görüşmem olmadı. Türkeş'i daha önceden tanıyorum. Birçok toplantıda beraber olduk. Aile geçmişini de siyasi kariyerini de bilirim. 'Evet' cevabını vermesi beni şaşırtmadı. 'Evet' dedikten sonra bir telefon görüşmemiz oldu ve teşekkür ettim. Sonraki gün bir araya geldik. Açık yürekliliğini bilirim.
Türkeş bence içinden gelen sesi dinledi. 'Bu bir devlet görevidir. Şuan bunu yapmazsam ileride bunu yapamam' dediğini düşünüyorum. 'Hayır' diyen herkese şaşırdım. Onları tanıdığım kadarıyla tercih kararlarına şaşırdım. Levent Tüzel'in 'hayır' demesi başka şeylere dayanıyordu. Farklı bir 'hayır' o. 
 
TÜRKEŞ AK PARTİ'YE GEÇECEK Mİ?
Böyle bir şeyi siyasi saygıya uygun görmem. Türkeş AK Parti'ye geçmek için 'evet' demedi. 'Partiden ihraç edilirseniz' diye düşünmem ben. Türkeş alternatifini düşünerek o kararı almadı. Bu bir AK Parti görevi değil. Bu hükümete giren AK Parti'ye geçmiş olmuyor. Bunu Türkeş'e söylemeyi doğru görmem, etik görmem.
 
KIZIM GİBİ GÖRDÜĞÜM GENÇ BİR HANIMA SÖYLENENLER BENİ ÇOK ÜZDÜ
Sümeyye Erdoğan olayı beni çok üzdü. Hem akademik hayatımda hem de geçmişini bildiğim, tanıdığım, kızım gibi gördüğüm, ahlak abidesi bir genç hanıma söylenenler beni çok üzdü. 
 
İLK BAKANLAR KURULU NE ZAMAN?
Bakanlar Kurulu toplantısı Pazartesi ya da Salı günü olur. Başbakan Yardımcısı arkadaşlarım benim dava arkadaşlarımdır. AK Parti içinde yerleri ayrıdır. Fakat Bakanlar Kurulu'nda hiçbir arkadaşımın birbirinden farkı yoktur. 
 
DEVLET BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARI
Bahçeli ile yüzyüze görüşmeye gittiğimizde gösterdiği nezaketle yazılı açıklamalarında gösterdiği üslup arasında herhangi bir bağ kurabilmek mümkün değildir. Ben yakıştıramıyorum. Bahçeli'nin tweetleri çok hafif düzeyde. Kullandığı dil hafif bir dil. Siz ağır demiştiniz ama ben bu dili, hafif bir dil olarak görüyorum. Ben diyorum ki herhalde bunları başkaları yazıyor. Bütün o tweet'leri okuduğunuzda bana hitap ediyor. Sayın Bahçeli'ye siyasi parti lideri olarak sagı duyarım.
Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy vermiş seçmenlerden dolayı saygı duyarım. Ama bu dil kullanılıyorsa, muhattabınızın seviyesi düşükse söylenecek sözlerin sınırlarına gelinmiştir. Ülkücü gençler, MHP'li gençler bu üsluptan ne öğrenecekler. Benim ağzımdan çıkan bir hakaret duydynuz mu? 

29.08.2015 01:38:56