Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Dün teröristler tarafından şehit edilen Binbaşı Arslan Kulaksız'a rahmet diliyorum. Seçim öncesinden beri teröristlerin alçakça, kalleşçe saldırılarında şehit olan güvenlik görevlilerimize rahmet diliyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, teröristlerden de onları destekleyen sözde siyasetçi, sözde aydın, sözde sivil toplum kuruluşu temsilcisi herkesten de şehitlerimizin kanlarının hesabını sorma gücüne sahiptir. Burada herhangi bir geri adım atma söz konusu olmayacaktır.
Bu bir süreçtir ve aynı kararlılıkla devam edecektir. Elinde silahı ya da molotofu ve maskesi olan herkes gereken cevabı alacaktır. Güvenlik güçlerimiz ve savcı hakimlerimizin ihtiyaç duydukları yasal düzenlemeleri yapılmıştır.
Milletimizin can ve mal güvenliğine karşı devletin üzerinde olan görevi yerine getirme mücadelesidir bu. Topraklarımıza huzura kast edenler, milletimizin güvenliğine kast edenler, bu sorumluluğa da kast etmiştir ve bunun gereği yerine getirilecektir.
İç güvenlik yasasında ne varsa, bunlar kitaplar arasında kalması için yapılmamıştır. Uygulayıcılarda sıkıntı varsa kendilerini test etmeleri gerekir.
Şehirlerimizde, şehirlerimizin ilçe merkezlerinde, kırsalda nerede olursa olsun bu ülkenin her santimetrekaresinde devlet vardır. Devlet bu varlığını bütün imkanlarıyla seferber etmek suretiyle ortaya koyacaktır. Süreç şu anda başlamıştır, bu süreç herhangi bir rehavete fırsat vermeden de devam edecektir.
Türkiye'nin terör örgütleri arasında ayrıma gittiğine yönelik yakıştırmalar dezenformasyondur.
Bizler tüm devlet başkanları ve hükümet başkanlarıyla kurmuş olduğumuz telefon diplomasisiyle kendilerine her şeyi açık bir şekilde anlatıyoruz. BUgün NATO'nun da bir toplantısı var. NATO üzerine düşen neyse bu adımı atmayı beyan edeceğine vereceğine inanıyorum.
En önemli adımlar güneyde attığımız adımlardır. Kandil'de ve içeride attığımız ve atacağımız adımlardır. 23,24,25'te ve bugünlerde yapılanlar bu iş bitmiştir anlamına gelmesin. Süreç devam edecektir. Vatandaşlarımızın ellerindeki bilgi ve belgeleri güvenlik güçlerimize ulaştırması gerekmektedir."
"TERÖR ULUSLARARASI İÇERİĞİ OLAN BİR KONUDUR"
Çinli bir gazetecinin, "Türkiye ve Çin arasındaki stratejik ilişkisini nasıl değerlendirirsiniz, hem Türkiye'de hem Çin'de terör ve şiddet olaylarında artış göründü. Sayın Cumhurbaşkanı Çin ziyaretinde Türkiye ve Çin ile güvenlik işbirliği alanının da nasıl bir beklenti olacak" diye sorması üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öncelikle tabi terör mevzi bir konu değildir. Terör uluslararası içeriği olan bir konudur. Terör sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor. Komşu ülkeleri de, uluslararası camiayı da? İşte şuanda örneğin bir DEAŞ dediğimiz zaman DEAŞ'a gelen bütün yabancı savaşçıların dünyanın en ücra köşelerinden geldiğini görüyoruz. Avustralya'dan gelenler var. Aynı şekilde Çin'den gelenler var. Komşulardan, Avrupa'dan gelenler var. Bütün bunlara karşı örneğin Türkiye 16 bin yabancı savaşçıya rezerv koymuştur. İçeriye sokmuyor. Aynı şekilde Türkiye'den deport edilenler var. Bin 600 civarında. Bunlar bu konudaki hassasiyetimizi gösteriyor. Fakat bu hassasiyet Türkiye'nin tedbirleriyle bitmez. Burada bütün komşuların ve dostların en azından iletişimi, istihbaratı çok iyi sağlaması gerekiyor ki bu Türkiye'nin de işini kolaylaştırmış olsun ona göre tedbirlerini daha rahat bir şekilde alabilsin. Bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız. Nitekim bu ziyarette de önemli konularımızdan bir tanesi de bu olacaktır. Stratejik işbirliği noktasında bizim Çin ile başlattığımız ama istediğimiz hızda devam etmeyen projelerimiz var. Örneğin sayın Devlet başkanıyla başbakanlığım döneminde İstanbul'da yaptığım görüşmede gerçekten çok çok önemli adımları hedeflemiştik onları hayata geçiremedik. Öyle zannediyorum ki bu ziyaretimde bunları tekrar görüşeceğiz. Gerek alt yapı gerek üst yapıya yönelik Çin-Türkiye işbirliği noktasında ciddi adımlar atacağımıza inanıyorum" yanıtını verdi.
"TÜRKİYE BURADA KENDİSİNE KORUMA HAKLARINI SONUNA KADAR DA KULLANACAKTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin NATO'dan sürdürülen mücadelede somut taleplerinin ve beklentilerinin ne olduğu yönündeki sorusu üzerine ise, "NATO'yla ilgili NATO üyesi bir ülke olarak herhangi bir NATO üyesi ülke bir saldırıya uğraması halinde malum NATO üyesi olan ülkeyle ilgili kendisine her türlü desteği verir. Burada da nihayetinde 4. Madde uygulamadadır. Şuanda saldırıya uğramış olan Türkiye burada kendisine koruma, güvence altına alma haklarını şuanda kullanmaktadır ve bunu sonuna kadar da kullanacaktır. Burada uluslararası hukuktan kaynaklanan ne hakkımız varsa bunu kullanıyoruz, kullanmaya devam edeceğiz. Diyoruz ki burada NATO'ya düşen görevler her an olabilir dolayısıyla NATO'nun da bu konuda hazırlıklı olması talebimiz var. Nitekim ABD'nin yapmış olduğu açıklamaları duydunuz ve DEAŞ nasıl bir terör örgütüyse terör örgütüyle savaştığını iddia eden PKK'da bir terör örgütüdür diye ABD açıklamasını yaptı. Mesele budur. Yani bunu görebilmek. 'Efendim DEAŞ terör örgütü e onunla savaşıyorsa diğeri terör örgütü değil.' Böyle bir şey yok. Terör örgütleri birbirleriyle savaşmıyorlar mı? Hepsi bir çıkar mücadelesi içerisinde bunu sürdürüyorlar. Nitekim yaptıkları da budur. Türkiye'de şuanda terör örgütünün uzantısı durumunda olan siyasi partinin bu terör örgütüne karşı ortaya koyduğu bir tavrı duydunuz mu? Herhangi bir açıklamasını duydunuz mu? Tam aksine onları sahiplenmesinin hep gayreti içerisinde olmuştur ve hala da onları sahiplenmeye devam ediyor. Bu konuda bizim uluslararası noktadaki konuşmamda da ifade ettiğim de bütün dezenformasyonlara karşı gerek sayın Başbakan gerekse ben hükümet başkanlarını bilgilendirdik, bilgilendiriyoruz, devlet başkanlarını bilgilendirdik, bilgilendiriyoruz ve bu konuyla ilgili görüşmeler yaptığımız devlet başkanları da sağolsunlar açıklamalarını yapmaya başladılar ve 'Bizler Türkiye'nin yanındayız ve yanında olmaya devan edeceğiz' diyorlar" şeklinde konuştu.
"BU MENFAATİ BİR KENARA KOYMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Aynı gazetecinin Çin ile Türkiye arasında uzun süredir Uzun Menzilli Füze projesiyle gündeminizde olacak mı diye sorması üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konuyla ilgili olarak tabi işin başında en uygun teklifi bize veren ülke Çin Halk Cumhuriyeti olmuştur. Daha sonra bazı gelişmeler oldu. Bu gelişmeler sebebiyle bazı aksamalar söz konusu. Fakat bu ziyarette bu konuları tekrar ele alacağız. Tekrar kendileriyle görüşeceğiz. Bu uygun teklifi zenginleştirecek bir teklif tabiî ki bizler tarafından da makul karşılanacaktır. Zira aslı olan ülkelerin karşılıklı menfaatidir. Bu menfaati bir kenara koymak mümkün değildir" dedi.
28.07.2015 14:26:58