EKSİ25HABER / ERZURUM - 17 Aralık operasyonundan 9 gün sonra istifa eden 3 Bakan'ın ardındanBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin il başkanlı toplantısında konuştu.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Konuşmamın hemen başında, önceki gün İzmir'de meydana gelen elim kazada şehit olan tüm personelimize Allah'tan rahmet diliyorum. Alaybey tershanesinde Değirmendere römorkörünün yan yatması sonucu bir başçavuşumuz, yedi denizci erimiz ve iki sivil personelimiz şehit oldu. Kaza ile ilgili, ilgili birimlerimiz gerekli incelemeleri başlattılar. 10 şehidimize tekrar allah'tan rahmet diliyorum.
İstiklal Marşımızın yazarının da ölüm yıldönümünde rahmetle anıyoruz.
MUHALEFETE BÜTÇE ELEŞTİRİSİ
Bütçe kabul edildi. Tabi burası çok manidar. Muhalefetin ne kadar ciddi olduğunu, yaklaşım koyduğunu izleme bakımından, oylamaya ben önem veriyorum. Zira iktidar bütçesine bazı arkadaşlarımızın görevleri sebebiyle katılamamasına rağmen 318 oyla desteğini verirken, muhalefet 220'nin 117'siyle ancak orada bulunabildi. Yani bağırmaları çağırmaları hiçbir şeyleri oradaki oya yansımıyor. Bunların bu ülkede yasama organını ne kadar ciddi tuttuklarını ortaya koyması bakımından büyük önem arz ediyor. Yapılan tüm çirkin girişimlere, sözlü fiili saldırılara rağmen Ak Parti grubu bütçe görüşmelerini sürdürdü ve sonuçlandırdı. Bir kez daha AK Parti grubumuza şükranlarımızı ifade ediyor, 2014 bütçesinin hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum.
YOLSUZLUKLAR KARŞISINDA...
Daha bu yola çıkarken, milletimize bir söz verdik. Mahcup olmayacağız dedik, etmeyeceğiz dedik. milletimize ülkemize hayal kırıklığı yaşatmayacağız dedik. 11 yıldır hükümet görevimizde bu sözümüzü tuttuk. Mahcup olmadık, etmedik.
Buradan aziz milletime bizi ekranları başında izleyen tüm kardeşlerime bir kez daha bunun sözünü veriyorum. Milletim gönlünü ferah tutsun. Biz her zaman hakkı söylemeye, doğruya doğru eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekileceğimizi biliriz. Mahşer de hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu anlayışla bu korkuyla atarız. Bizi bu makamlara getiren, on bir yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüzdür. Yolsuzluklar karşısındaki sert tavizsiz duruşumuzdur. AK Parti yolsuzluklara göz yummaz. Zira bunu yaparsa varoluş zeminini ortadan kaldırmış olur.
9 gündür bir operasyon yapıldı. Daha ilk günden adı kondu. Bu süreçte sürekli içeriden dışarıya bilgi sızdı. Soruşturma sırasında insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok. Garip garip montajlar her gün manşetlerde. Bu mudur hukuk?
Yürütmenin içinde de olanlara söylüyorum. Bu mudur yürütme? Eğer kararı ana muhalefetin temsilcileri verecekse, mahkemeye ve hakime ne ihtiyaç var?
'HOCALARIMIZ ŞU ÖĞÜDÜ VERDİ...'
Bizi bu günlere dik duruşumuz ulaştırdı. Biz cesur olduğumuz için, Türkiye'ye aşkla bağlı olduğumuz için, eser ürettiğimiz için bugünlere geldik.
Bize okul yılarımızda hocalarımız şu öğüdü verirlerdi "sizin hayat şeridiniz bembeyaz derdiniz. Tek bir kusurunuz olursa, o şerit üzerinde o yanlış leke olarak dikkat çeker derlerdi. Hayat şeridi simsiyah olanların üzerindeki lekeler ise dikkat çekmez derlerdi.
BEMBEYAZ OALRAK YÜRÜYORUZ
Bizler AK Parti'nin ak kadroları olarak bembeyaz olarak yürüyoruz. En küçük bir siyahlık bizim sicilimizde dikkat çeker. Çektiğinde de biz gereği neyse onu yaparız. Bizim başkalarını örnek almamıza gerek yok. İyiler bize örnek olabilir ama bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil edemez. Biz kendi sicilimize bakarız ve en küçük bir leke olmaması için azami dikkat ederiz.
'ARAMIZDAKİ KÖTÜLERİ AYIKLADIK'
11 yıl içinde ithamlar iftiralar çamur atma girişimleri oldu. Biz kötüleri aramızda ayıkladık. Hakkında iddia olanların aklanıp gelmesini sabırla bekledik. Bizim hassasiyetimiz sırf çamur atıldı diye de kimse kusura bakmasın o tür operasyonlara da aramızda girmeyiz. Çünkü biz bir şeyi, müdellel hale gelmediği sürece kabul etmemiz de mümkün değildir.
Bir gerçeğin üzerinde durmam lazım. Hukuk hakkın, adaletin, tecelli etmesi iyinin kötüden ayrılması için vardır. Siyasi partiler başkanlar hakimlerin yerine geçemez. Medya gazeteler televizyonlar yazarlar hakimin savcının yerine geçemez.
9 gündür bir operasyon yürütülüyor. Aman Allah'ım. Daha ilk gün adı konuldu büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu. Tarihin en büyük yolsuzluğu. Daha ikinci günden itibaren gözaltı sorgu savunma, mahkeme aşamaları geçildi, medya tarafından doğrudan infaz yapılmaya başlandı. İçerden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaydı olan bir süreç.
'BU İNSANLARI KİRLETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK'
O zaman kusura bakmasınlar. Yürütmenin uzantısı, yargının belli bir yapı içerisindeki safhası demek ki bunlar servis yapıyorlar. Bize düşen nedir? Burayı da temizlemektir. Bir taraftan beraati zimmet asıldır diyeceksin, öbür taraftan da servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok.
'BU MUDUR HUKUK?'
Bugüne kadar bir çok olay yaşadık. Bu olayları yaşayanlar, belli bir müddet sonra beraat ettiler. Bu beraat eden insanların o süreç içindeki kirletilmelerinin bedelini kim ödeyecek? Fotoğraflar, belgeler, iddialar her gün manşetlerde, ekranlarda. Ve garip garp montajlar. Yani bunlar bunu bundan sonra da yapabilecek karakterdedir. Bunun üzerine yetiştiler. Bu mudur hukuk? Yürütmenin içinde olanlara da söylüyorum. Bu mudur yürütme?
Eğer kararı muhalefet verecekse, mahkemeye ne ihtiyaç var? Kararı medya verecekse uzun hukuk süreçlerine ne
'EVİNDEN 2,5 MİLYON EURO ÇIKAN ŞAHSI SİZ NEDEN MİLLETVEKİLİ YAPTINIZ?'
Günlerdir halk bank genel müdürü evinden çıkan kutular konuşuluyor. Kim bunların servisini sizlere yaptı? Eğer evinde para çıktı diye, bir insan anında suçlu oluyorsa, buradan ben CHP'nin genel müdürüne soruyorum. Evinden 2,5 milyon Euro çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız? Bu operasyon başlayıncaya kadar CHP hukuk sistemine savcılara polislere demediği hakaret bırakmadı. Şimdi yargıyı savunuyor, inşallah böyle kalırsın. Şimdi çıkmış bu savunmayı yapıyor, daha bir hafta öncesine kadar polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sahip çıkıyor.
CHP'li milletvekili kameraların önünde polislere ana avrat sövdü buna karşı ne yaptı?
'ÇÜRÜKLERİ TEMİZLERİZ'
Devlet kurumları içinde görevini yapmayan, yetkisini kötüye kullanan varsa, paralel bir örgütlenme söz konusuysa biz onun da üzerine gideriz, gideceğiz. Hukukla hareket edeceğiz, etmeye devam edeceğiz. Anayasayla yasalarla hareket edeceğiz. Çürükleri temizleriz, ya da temizlenmesi için gerekeni yaparız.
'ÇOK FARKLI BİR MAYIS YAŞADIK'
Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum, aziz milletimin de burayı özellikle dinlemelerini rica ediyorum. 2013 yılında biz çok farklı bir Mayıs ayı yaşadık. Krizin etkileri ağır şekilde devam ederken, biz Türkiye olarak başarılara rekorlara imzamızı attık. Nedir bunlar? Çünkü şu olay ulusal bir operasyon değildir. Bu olayın uluslararası boyutu vardır. Bunun en tepe noktası vardır, onun altında da bunun çeşitli yerlerdeki taşeronları vardır. Olay basit olarak ele alınmasın. Bu AK Parti iktidarının Türkiye'nin büyümesine olan öncülüğü sebebiyle yapılan bir operasyondur.
1-İstanbul'da 46 milyar dolarlık havalimanı ihalesini gerçekleştirdik. Bu çeşitli mahfilleri rahatsız etmiştir. Bu havalimanına yönelik her türlü olumsuzluğu her an yapabilirler. Çünkü bu dünyada ilk üç içine girecek bir proje.
2- Ankara'da Japonya başbakanını ağırladık. 22 milyar dolarlık yatırımla nükleer santral yatırımını yaptık.
3- İstanbul Boğazı'na üçüncü köprünün temelini attık. Bunu da engellemeye gayret ediyorlar. Yok imar, yok orman, yok şu yok bu.
4- İstanbul Borsası 93 binin üzerine çıkarak rekor kırdı. Bu da hazmedilemedi. Dikkat edin borsaya müdahaleler, borsanın yavaş yavaş inmesi olayı.
5- Merkez Bankası Rezervini biz 27,5 milyar dolar olarak devralmıştık, Mayıs'ta 135 milyar dolar ulaşarak rekor kırdı.
6- Gösterge faizi. Biz yüzde 63 seviyesinde devralmıştık. Mayıs ayı içinde yüzde 4,6. Eğer o gidiş devam etseydi bu 2,5a kadar düşebilirdi. Ama tahammül edemediler. Dayanamadılar, oradaki müdahale ile bir anda tekrar çıkmaya 9,5'a kadar tırmandı.
7- Bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kredi derecelendirme kuruluşu, art arda kredi notunu arttırdı. Bu da tabi onları rahatsız etti.
8- IMF ile ilişkilerimizde, 23,5 milyar dolar aldığımız borcu 14 Mayıs'ta ödedik, defteri kapattık. Sen mi sıfırlarsın_ işte burada uluslararası o güçler devreye girdi.
9- Enflasyonda, sanayi üretiminde, dış ticarette yeni rekorlara şahit olduk.
'BU, VATANA İHANETTİR'
İşte tüm bunları bir ay içinde peş peşe yakaladık ve yaşadık. Sonra ne oldu? Gezi olayları denilen sokak eylemleri başladı. Uluslararası medya İstanbul'a, Ankara'ya kamp kurdu. Bir yandan Sosyal medya, ulusal medya Türkiye'yi dünyaya karalamaya başladı. Bu bir ihanettir. Bu vatana ihanettir. Bunu acımasızca yaptılar. Bakın açık söylüyorum, apaçık bir ihanete, ekonomik suikasta bu dönemde şahit olduk. Sadece faizin yükselmesinden kaybı 2 milyar doları aştı. Allah'a hamdolsun, Gezi'de istediklerini elde demediler. Ekim ayından beri Türkiye çok parlak bir dönem yaşıyor.
Ancak beddu seansları yaparlar
25.12.2013 15:19:28