İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
Demokrasi nöbetinde olanları selamlıyorum. Dünyanın hiçbir yerinde demokrasi mücadelesini bu kadar şanlı veren başka bir ülke tanımadım. O akşam dört televizyon kanalına malum cep telefonuyla bağlandım. Hande Hanım ile ilk görüşmeyi yaptım. Dört kanala bağlantılarla birlikte tüm vatandaşları meydanlara, havalimanlarına davet edişimiz, halkımızın akın akın meydanlara yürüyüşü demokrasi mücadelesini verecek yiğitlerin olduğunu gösterdiler.
Şehit haberleri geldikçe daha fazla duygulandım. Şehitler tepesi boş değil. Bu millet bunu bir kez daha ispatlamış oldu. Dünyadan birileri arıyor, darbeye karşı verdiğiniz mücadeleden dolayı sizi kutlarız diyor. Ama şu anda ülkemize gelip... Birkaç istisna dışında Katar Emiri'ni zikretmem gerekir. Sürekli aradı. Rusya, sayın Putin aradı. ABD aradı. Kimse ilgili bakanını, yetkilisini buraya gönderme zahmetinde bulunmadı. Darbe girişimi yapılıyor. NATO'nun en önemli ülkelerinden birisi. Böyle bir ülkede böyle bir hareket yapılıyor. 'Tebrik ederiz ama şu anda askerler toplanıyor, yargı toplanıyor, endişeliyiz' diyorlar. Ben bunu ahlaki bulmuyorum. Dürüst olmayacaksanız sizin o darbe girişimlerimiz ile ilgili açtığınız telefonların önemi yok.
Bugüne kadar ABD herhangi bir teröristle ilgili iade talebinde bulunduğu zaman ki onların hepsi bizde cezaevindeydi, göndermişizdir. Bir çiftlikte her türlü konforuyla orada yaşıyor. Ben bir yıl önce bu kişiyi istiyorum. Şu anda bu adam bizim milli güvenlik strateji belgemize giriyor. Belgeleri gönderdik.
Bunun dışında batı ülkeleri... Bakıyorsunuz Afrika'da, başka ülkelerde örgütlenmiş. Bunun kadar yaygın dünyada ikinci bir terör örgütü yok. Her okul bir terör örgütü şubesi görevi görüyor. Okul, eğitim, öğretim... Bunu yaparken de o ülkenin yöneticilerinin de çocukları oralarda eğitildiği için zannediyorlar ki gayet iyi eğitiliyorlar. Fakir ailelerin çocukları da orada. Sonra ananas falan faaliyetleri de görüyorlar.
Biz de bu propagandaya geldik. Bunu itiraf etmem lazım. İyi niyetimizin kurbanı olduk bunu da ifade etmem lazım. Bu olay olmamış olsaydı bunların üzerine bu şekilde gidemeyecektik. Şimdi milletim çok daha iyi tanıma fırsatı buldu. Çok ciddi sayıda bugün itibarıyla gözaltına alınan şahıs 18 bin 699 idi. Tutuklu sayısı 10 bin 137. Şehitlerimizin sayısı 237. Yaralı sayımız 2 bin 191, Allah onlara şifa versin.
Hukuk içinde adım atıyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz içinde var mı, var. Sadece subay kadrosuna baktığınız zaman 300 bin civarında böyle bir yapı var, bunun içinde ne kadar varsa çıkaracağız. Genelkurmay da bunu görmüş vaziyette.
Polisimiz içinde de ciddi manada örgütlenmişler. Aynı şekilde yargıda. Devletin tüm kurumlarında örgütlenme var. Hepsini temizlememiz gerekecek. Bir defa çok ciddi sayıda görevden alma olayı var. Bu görevden alma sürecini bizler OHAL sürecinde devam ettireceğimiz gibi baktık ki bu iş normalleşmeye girmedi, Fransa gibi uzatabiliriz.
Parlamentomuz bütün yüreklerini ortaya koyarak dört partinin temsilcileri de orada yerini alıyor ve orada mücadelelerini sürdürüyor.
21.30 gibi eniştem beni arıyor. Daha önce saatleri karıştırdık. Beylerbeyi Sarayı'nın orada bir hareketlilik var diyor. Bu haberi aldıktan sonra ben inanamadım. Ziya dalga mı geçiyorsun, ne alakası var dedim. Daha sonra MİT Müsteşarı'nı, Genelkurmay Başkanı'nı aradım, ulaşamadım. Sayın Fidan'a ulaşabildiğimde kendisinden bilgileri aldım. Arada özellikle Başbakanımızla irtibat halindeyiz. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Meclis durumlarını görünce sıkıntı oluyordu. 10'a doğru Fidan'a ulaşma fırsatım oldu. Böyle bir durum olduğunu, kendisinin Genelkurmay'a gittiğini, Genelkurmay'dayken böyle bir durum olmadığını 20.30 gibi gelmiş. MİT'e geldiğinde orası da bombalanmaya başlamış. Bilgileri o anda kendilerinden kabataslak aldık. Bu süreç içinde maalesef bir gerçeği tespit ettik ki burada ciddi bir istihbarat zafiyeti var. Bu saate kadar bu olmazdı. Bir iki saatin çok büyük önemi var. Bütün bunlara rağmen anında bazı müdahaleler yapılabildi. Uçuşu yapanlara karşı bazı karşı tedbirler alınabildi.
Bir talihsizliğimiz var TBMM'nin bu tür darbeler karşısında ciddi bir koruması yok. Uçaksavarlar vs. olmuş olsa... Bunu sadece darbe olarak düşünmeyelim. Yabancılara karşı da... Bir musibet bin nasihatten iyidir. Bundan sonra tedbirler de alındı. Meclisimiz olsun, Külliye olsun... Özel Harekat binası bombalanıyor. Kim yapıyor bunu asker kılığına girmiş teröristler yapıyor.
Düşman bile bunu yapmaya muktedir olamaz.Pensilvanya'da yalan makinesi çalışıyor. Daha neyi göreceksiniz.Belgeleriyle,bilgileriyle her şey ortada. Onlara özellikle sesleniyorum, tabanı ibadet dediğim saf kesimler olan insanlar. İhanet içinde olanların zaten ciddi bir kısmı kaçıp gittiler. Bu ülkede olanların kimi ormanda kimi başka yerde saklanıyor. İnlerine gireceğiz, bulup çıkaracağız.
Ailemle beraber, demek 15 dakika gecikmemiz olsa... Orada dolaşmışlar falan. Biz otelde değiliz tabii. Bu arada yayınımızı yaptık ve helikopterdeki pilotun benim tabii yıllardır yanımda. Dedim buradan Dalaman'a kaç dakikada gidersin? Peki güvenliğin ne? Dedi ki, burası çok enteresan, 'Ben yakıtım bitene kadar bunlara yakalanmam' ve hemen biz ailece dolduk, havalandık, kararttık ve dört ayrı noktada aslında hazırlığımız vardı. Dört ayrı noktada da uçaklar bizi bekliyordu. Dalaman, Bodrum, Çıldır, İzmir... Bu arada İstanbul ile irtibatımız devam ediyor ama pilot da bizim nereye uçağımızı bilmiyor. Pilota 'Sen bunun ortalamasını al, uç' dedim. Pilot benim yıllardır bildiğim pilot.
Üç dört saatlik yakıtım var dedi. Kendi zaten farlarıyla bunu yapabileceğini söyledi. İndik ama indiğimiz andan itibaren uçaklar alçak uçuş yapıyorlar. Bu alçak uçuşlar tabi ses hızının üzerine çıkınca ciddi patlama sesi oluyor. Yanımda torunlarım var, ürküyorlar.
Demokrasi nöbetine başlamış olmaları havalimanında bana Gezi olaylarını hatırlattı. Orada da Cezayir dönüşümde 100 bin kişi gelmişti. Orada hemen komutayı ele aldık. Orada hemen Genelkurmay Başkanımız rehine diye duyum aldık. Dedim, vekaleten Ümit Paşa'yı atıyoruz. O andan itibaren Akıncı'daki gelişmeleri takip ettiğimiz gibi yapacağımız bir şey var. Eskişehir talimatı uygulamıyor. Böyle bir tablonun içinde Ümit Paşa ile değerlendirmemiz yaptık. İkinci bir isme talimatımızı verdi. 12 bomba Akıncı'ya atıldı. Oradaki uçakların harekat kabiliyeti ortadan kalktı. Bu tabii iyice işi rahatlattı. Birçok yerde herkes bir şeye kapıldı. Artık iş lehe dönüşmüştü. Kolay kolay bir hareket noktası yoktu. Daha da bir rahatlama gelmiş oldu. Böylece işin sıkıntılı kısmı atlatıldıktan sonra yargıdaki açıklamalar arka arkaya geldi. Onlar da dik durdular. Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı açıklama çok önemliydi. Emniyet teşkilatının, bazı komutanların yaptığı açıklamalar çok önemliydi.
Bu darbeci kesimin direncini ciddi manada kırdı bu açıklamalar. Meydanları söylemeye gerek yok. Hanım kardeşlerimizin duruşu, gençlerimizin paletlerin altına yatışı... Bu kadarını beklemiyordum. Ne yazık ki bunlar alçakça bunu yaptılar. Şimdi de bunun bedelini ödeyecekler.
Olay sadece şahsımla biten bir olay değil. Ama darbelerin hedefinde mutlaka liderler vardır. Hocamın şöyle bir tavsiyesi var. Cebimde bir tespihi var. Bizim bir polis kardeşimizin eşi vermişti. Şimdi, buranın adı imame. Bu imame koptuğu zaman bütün tespih dağılır. Bunlar hedefi, biz şimdi lideri giderelim, onun işini bitirelim. Hallettikten sonra hedef zaten millet. Milletle beraber asıl hedef Türkiye Cumhuriyetini ele geçirmek. Ordumuzun çoğu haysiyetli mücadele verdi.
Onlarda da çok farklı bir yürek var. Bu darbede terörden bunu daha öte görüyorum. Darbe, terörü yaygınlaştırma ve terör örgütleriyle müşterek hareket ediyorlar. PKK ile PYD ile DAEŞ ile de müşterek hareket içindeler. Ondan sonra hedef işgal. Bunu görmemiz lazım. Buna gönül veren vatandaşlarımız varsa kendilerini çek etsinler. Gazete ilanlarıyla vs. bu iş çözülmez. Artık anlamamak için hiçbir sebep kalmamıştır. Bundan sonra yargı, emniyet hepsi ellerinden ne geliyorsa yapacaklardır.
Devletin yeniden yapılanması, silahlı kuvvetlerin yeniden yapılanması, bütün bunlarla beraber bu ayıklamaların yapılması gerekiyor. Bununla beraber sıfır kilomtere devlet yapılanması ile yürümemiz gerekiyor.
Profesyonel ordu meselesini bence bu kadar abartmaya gerek yok. Yarısı zaten profesyonel. Bu orduya gelen erbaş, er belli bir disiplini kavraması noktasında ben inanıyorum. Profesyonel ordu, haysiyetli, namuslu... Azınlık var ya o haysiyetli askerimize gölge düşürdü. Onlar da bu işin farkında. Birçokları da bu mücadeleyi verdi. Bir astsubayımız özel kuvvetlerde generali öldürmesi alnından öpülesi bir astsubayımızdır. O generali orada öldürdü. Çünkü bunlar vatan haini. Bunu yaparken de o şahadete koştu. Dün akşam eşi ve yavrularıyla da görüştüm. Artık onlar benim evladım. Buna benzer jandarmada aynı şekilde şeyler oldu. Orada komuta kademesi dersiniv erdi. Ama biz şehidimizin kanını yerde bırakmayacağız. Profesyonel ordu ama amatör belli bir disiplini kazanma noktasında atılacak adım çok önemli.
Örneğin jandarma İçişleri'ne bağlandı. Daha önce yarısı güya İçişleri'ne bağlı ama sicil, özlük hakları vs. bakıyorsunuz silahlı kuvvetler kararı vereceği için de jandarma daha çok oradaki emir komuta zincirine bağlı hareket ediyordu. Şimdi durum öyle değil. Tamamıyla bağlı oluyor. Teşkilat şeması içinde jandarma ile emniyet gayet güzel bir yere geliyor. Bundan sonra jandarmaya er-erbaş alınmayacak. İhtiyacı olduğu zaman uzman er-erbaş alınacak.
Bir şeyi daha yaptık. Eskiden kurmay dediğimiz zaman çok şey değişiyordu. Sınıf subaylarının general olmasının önünü açtık. Kurmay sınıfından olmayanlar general olamıyordu. Bunun ilk adımını böylece attık. Bu tabii çok önemli. Benim de 14 yıllık sürecim içinde şu anda bunun başarılmış olması bu vesileyle oldu. OHAL'in en verimli adımlarından biri. Sahil güvenlik de İçişleri'ne bağlanmış oldu. Bu da çok önemli bir adımdı. Kuvvetler ayrılığından buradaki kuvveti de birleştirmiş olacağız. Denizlerimizi de sağlama almış olacağız kıyı emniyeti ile. Ordunun da küçülmesi sürecine girmiş oluyoruz. Hareket kabiliyetini şu anda artırıyoruz. Tüm İçişleri Bakanlığı'nın hareket kabiliyeti çok ileri gidecek. Silah, mühimmat noktasında çok daha güçlü hareket edecek. Terörle mücadelede bu noktada polisin, jandarmanın gücünü artıracağız. Polis, jandarma el ele bunu yürütecek.
Bugün yeni bir hazırlığı yaptık. Bugün yarın o da Resmi Gazete'de yayımlanır. Okullar meselesi. Askeri okullar kapatılacak. Tüm okullarda liseler, mesleki okullar, buralardan rahatlıkla harp okullarına giriş olacak. Harp okullarının üzerinde bir çatı olacak. Milli Savunma Üniversitesi kurulacak. Bunun altında, kara, deniz, hava harp okulu olacak. Orada kurmay, kıdem gidiyor. Burada okuyanların hepsi lisans. Lisansüstü kurmaylık yerine geçmiş olacak. Harp akademilerinin yerine lisansüstü eğitimi getiriyoruz.
Mesleki noktada kadrolara ihtiyaç var. Astsubay meslek yüksekokulları gibi. Mesleki noktada eksikleri gidermek için bunu yapacağız. Kalite, kariyer noktasında çok ciddi bir gelişmeyi koyacağız. Polis akademisine muadil, jandarma akademisi kurulacak. Bir diğer adım. Bütün askeri hastanelerin hepsi sağlık bakanlığına bağlanacak. Burada öyle ihanetler yapıldı ki... Sapsağlam evlatlarımız çürüğe çıkarıldı. Çürükler sağlam gösterildi.
Tersaneler... Hepsi aynı şekilde Milli savunma Bakanlığı'na bağlanacak. Asker kendi işini yapsın. Özel sektörde çok daha başarılı bir şekilde yürütme şansına sahip olduğumuz gibi Milli Savunma Bakanlığı bunu yapar. Dünya ile farklı bir yarışın içindeyiz. Attığımız adımlar ortada. Buna benzer aynı şekilde askeri yargıda çok ciddi bir değişimi gerçekleştiriyoruz. Son paketle birlikte silahlı kuvvetlerimiz çok daha kuvvetli hale gelecek. Kuvvet komutanlarımız Milli Savunma Bakanı'na bağlanacak. Bakanlığa değil, bakana bağlanacak. Küçük bir anayasa paketi gerçekleşirse Genelkurmay, MİT cumhurbaşkanına bağlanacak.
Dünya ile farklı bir yarışın içindeyiz. Attığımız adımlar ortada. Buna benzer aynı şekilde askeri yargıda çok ciddi bir değişimi gerçekleştiriyoruz. Son paketle birlikte silahlı kuvvetlerimiz çok daha kuvvetli hale gelecek. Kuvvet komutanlarımız milli savunma bakanına bağlanacak. Bakanlığa değil, bakana bağlanacak. Küçük bir anayasa paketi gerçekleşirse Genelkurmay, MİT cumhurbaşkanına bağlanacak.
ŞEHİTLER UNUTULMAYACAK
15 Temmuz Şehitler Köprüsü kararını hükümetimiz aldı. Ayrıca Şehitler Anıtı yapalım dedik. Sağolsun, hükümete şunu teklif ettim. Anadolu Yakası'nda gişeleri geçer geçme bir tepe var. Oradaki en uygun yere mimarların çalışmasını falan göreceğiz. Oraya bir anıt dikelim. Orada aynen Çanakkale'de olduğu gibi şehitlerimizn adını yazalım dedik. Ankara'da Külliye'nin karşısı devlet mezarlığıdır. Orada da uygun yere Şehitler Anıtı dikelim ve bu bölgedeki şehitlerimizin ismini de oraya yazalım dedik. Sadece bununla kalmayacağız tabii. Bütün şehitlerimize başta okullarımız olmak üzere kültür merkezlerimiz vs. adını vermek suretiyle onları kalıcı kılma kararımız var. Kızılay Meydanı aynı şekilde 15 Temmuz Şehitler ve Demokrasi Meydanı adı veriliyor. 15 Temmuz Şehitler Kavşağı adı veriliyor. Bunu unutturmayacağız. Bu unutulursa yazık olur. Meclis Kavşağı mesela 15 Temmuz Kavşağı olarak anılacak. Hem unutmayacağız hem de onları Fatihalarla yad etme şansı bulacağız.
İktidar partisi, gerek anamuhalefet gerek muhalefet ile burada toplantı yaptık. Tüm partilere teşekkür ediyorum. Özellikle parlamento içinde anamuhalefet ve muhalefet... Terör eylemleri var. 8 şehit dün verdik. Terör eylemlerini yok sayamayız. Bir taraftan aynı şekilde terörle mücadele ile devam etmek lazım. Bizim bir ve beraber olmamız lazım. Gerek CHP, gerek MHP ile beraber hareket edeceklerdir. Onların da hassas olduklarını biliyorum. Türkiye bir terör ülkesi olamaz. Bu ülkeyi bölemezler. Bizim bir Rabiamız var.
Bazı davalar vardı. Öyle zannediyorum ki bu müracaatlar yapılmış olup adımlar atılacak. Özellikle iktidar ve anamuhalefet ve MHP'nin küçük de olsa bir anayasa paketini süratle geçirmeleri önemli olacaktır.
30.07.2016 22:57:51