Her gün, bir kadın daha hayatına gözlerini yumuyor. Sadece bir sayıdan ibaret olmamalı bu acı kayıplar. Her birinin bir hikayesi, bir ailesi, bir hayali var.
Bizler bugün daha gencecik yaşında şehit edilen POLİS ŞEYDA YILMAZ’ız.
Bizler bugün canice katledilen AYŞENUR HALİL’iz.
Bizler bugün vücudu parçalara ayrılan, kafası annesinin önüne atılan İKBAL UZUNER’iz.
Bizler bugün daha 2 yaşında tecavüze uğrayıp öldürülen SILA BEBEĞİZ.
Bizler bugün yakılarak öldürülen ÖZGECAN ASLAN’ız.
Bizler bugün evladının gözü önünde katledilen EMİNE BULUT’uz.
Bizler bugün sevdiği insan tarafından parçalanılan MÜNEVVER KARABULUT’uz.
Bizler bugün katledilen NARİN GÜRAN’ız.
Bizler sadece bugün değil, dün de yarın da çıkmayan o nice sesleriz. Yüreği yanan her ana biziz. Evladının tabutuna sarılan her baba biziz. Sevdiğine doymadan toprağa veren her eşiz. Annesi sütten kesmeden annesiz kalan her evlat biziz.
Temennimiz odur ki; yüce devletimiz, sevgili halkımız buna bir dur der. Yani temennimiz odur ki bizler bunlara biran önce dur deriz. Keza vatan da biziz, halk da, evlat da.
Bizler, bu topraklarda yaşayan her birey olarak bu sorumluluğu taşıyoruz. Sessiz kalmak lüksümüz yok. Yerel yönetimlerden, sivil toplum kuruluşlarına, eğitim kurumlarından medyaya kadar herkesin bu konuda üzerine düşeni yapması gerekiyor. Kadınların güvenliği, hepimizin güvenliğidir.
Unutmayalım ki helva bizim ocağımızda kavrulmadığı sürece tadı hep tatlı gelecektir. Bizler o acı helvayı yiyen bütün ailelere Allah’tan sabır diliyor ve bu sosyal çürümenin biran evvel son bulmasını istiyoruz.