Bakan Ala, tartışmalara son noktayı koydu...

İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Türkiye'deki bazı siyasiler neyi tartışıyor anlamakta güçlük çekiyorum. Bu kişinin Türkiye'deki adı buymuş. Aynı kişi olduğunda tereddüt yok" dedi.

EKSİ25HABER / ERZURUM - Bakan Ala, katıldığı bir televizyon programında Ankara'da yaşanan terör saldırısına ilişkin soruları yanıtladı. 17 Şubat 2016 tarihinde gerçekleştirilen terör saldırısının ardından, terör olayını gerçekleştiren şahsın kimlik tespitinin kısa sürede yapıldığını kaydeden Bakan Ala, "Seyir halindeki araçla saldırıyı yapan kişi teşhis edildi. Kamuoyuna da açıklandı. Bu kişi intihar eylemini gerçekleştiren kişiydi. Bunun arkasından aracı getirenler, satanlar, kiraya verenler, teslim edenler ortaya çıkartıldı. 25 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 15'i tutuklandı. Soruşturma halen devam ediyor. Başka tespitler de var. Onların da gereği yerine getirilecek. Bazıları ile tespitlerin gereği yapılacak ama kısa zamanda bu şebekenin varlığı ortaya çıkartıldı ve çözüldü. Parmak izleriyle, fotoğrafıyla, kendi beyanıyla, Suriye'den girdiği falan hepsi kendi beyanı. Sonradan başka terör örgütlerinin açıkladığı başka isimli kişi de bu. Olay tamamen net ve berrak" diye konuştu.

Saldırıyı gerçekleştiren Salih Neccar'ın tespit edilmesinin ardından yaşanan tartışmalara da değinen Ala, şöyle devam etti:

"Aynı kişi kendisini başka bir isimle tanıtmış, Suriye'den girenler biliyorsunuz kimliklerinin olmadığını söylüyorlar. Ama biz bunları kayda alıyoruz. Parmak izlerini alıyoruz. Türkiye'deki bazı siyasiler neyi tartışıyor anlamakta güçlük çekiyorum. Bu kişinin Türkiye'deki adı buymuş. Aynı kişi olduğunda tereddüt yok. Terör örgütleri farklı mı? Suriye'nin kuzeyinde bugün PYD, YPG adı altında terör faaliyeti gösteren ayrı örgütler mi? PKK'nın oradaki koludur. Örgüt de aynı örgüt. Başka bir ad altında üstlenmiş olan da PKK'nın bir kolu. Örgüt de aynı örgüt, kişi de aynı kişi. Bu nasıl bir iş birliği yapıldığını ortaya koyar. Bu kişi buradan gidiyor. Suriye'de PYD'nin, YPG'nin en güçlü olduğu Haseki'nin Amude bölgesinde bulunuyor ve oralarda eğitiliyor. Daha sonra geliyor Türkiye'ye Suriyeli biri olarak giriyor ve sonra da Türkiye'de kırsalda eğitim alıyor. Buradaki şebekeyle iş birliği yapıyor ve sonra da geliyor bu eylemi yapıyor. Daha sonra başka isimler altında bu eylemi üstleniyorlar. Bu neyi gösterir? Bu YPG ile PKK'nın ne kadar iç içe olduğunu ve nasıl bir iş birliği içerisinde olduğunu göstermez mi? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'Bizim için YPG terör örgütü değildir' beyanını verdi. Böyle bir beyanda bulunduktan sonra bunlar ortaya çıkınca büyük bir sorun. Oysa bunları söyleyip daha sonra kurnazca bir takım kelime oyunlarıyla meseleyi örtmenin bir anlamı yok. Bu kadar ciddi bir terör olayı olmuş. Siyasetin burada alacağı tavır, terör olayına karşı ciddi bir duruştur. Terör olayında bile kendi partilerinin içindeki sorunları örtmek için terör olayını bile kullanmaya çalışıyorlar. Onun üzerinden bile kurnazca bir takım saptamalarla parti bütünlüklerini bunun üzerinden sağlamaya çalışıyorlar. Oysa burada ülke bütünlüğü söz konusu. Önce bir ülke bütünlüğü söz konusu olunca topyekun teröre karşı durulur. İngiltere'de, Fransa'da, İspanya'da, Amerika'da da terör saldırıları oldu. Hiç oralarda çatlak ses duydunuz mu hükümete karşı? Herkes birlikte teröre karşı yürüdü. Herkes terörü lanetledi. Çünkü siyasetin burada topyekun birlikte olacağı en başta gelen konudur."

"SÖZ VERDİYSENİZ YERİNE GETİRECEKSİNİZ"

Türkiye'de kararlı bir terörle mücadelenin varlığına dikkat çeken Ala, "Sayın Bahçeli'nin yaptığı gibi. Bir devlet anlayışı içerisinde, ülke bütünlüğünü gözeten bir yaklaşımla teröre topyekun karşı durmaktır. Ondan sonra başka meselelerde eksikleri söylersiniz, eleştirileri getirirsiniz. İngiltere'de geçtiğimiz seçimlerde muhalefet partileri iktidar olamadı. 3 muhalefet partisi de istifa etti. Almanya'da, 2013 yılında muhalefet partisi yeterince oy alamadı diye istifa etti. 21 Ocak 2011 tarihinde bir televizyon programına katılan Kılıçdaroğlu, 'Seçimde yüzde 40 hedefimiz var' diyor. Arkasından, 'Beklediğimiz sonucu alamadık diyelim hadi bize eyvallah deriz' diyor. Hani gitti mi? Millete verdiği söz bu. Bunları örtbas etmek için burada kurnazca tavırları lüzum yok. Vatandaş söz namustur der. Söz verdiyseniz yerine getireceksiniz. 27 Mart 2015 tarihinde bir başka televizyon programına katılan Sayın Kılıçdaroğlu'na, '7 Haziran seçimlerinde şahsi başarı yüzdeniz nedir?' sorusu yöneltiliyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Benim düşündüğüm hedef yüzde 35'tir' diyor. 'Bu oyu alamazsanız bedel öder misiniz?' sorusuna Kılıçdaroğlu, 'Ne için ödemeyeyim' diyor. Böyle söz verip milletin huzurunda yerine getirmezseniz güvenilirliğiniz kendi delegeniz içinde bile minimuma iniyor. Daha sonra delegeler sandıkta 3'te 1 bile oy vermiyor. Kılıçdaroğlu delegesinin 3'te 1'inin bile oyunu alamadı. Yüzde 25'inin yani 200 küsür delegenin oyunu alamadı. Kaç gündür parti içerisinde Atatürk posteri tartışılıyor. Atatürk resmi indirilmiş mi, indirilmemiş mi, kim indirmiş? Bunları aşmanın yolu ise iktidara saldırmak. Ama burada büyük bir hata yaptılar. Bizi başka politikalarla eleştirebilirsiniz. Ülke bütünlüğü, terör söz konusu olunca o zaman eleştiremezsiniz" ifadelerini kullandı.  


28.02.2016 13:53:18